27 Aralık 2010 Pazartesi

NAZARIN BİLİMSEL TARİFİ


Nazar halk dilinde göz değmesi,göz yakması,göz çekimi,göz istemi ve göz ışıması olarak bilinir. Nazarın bilimsel tanımı ise;gözdeki fotoreseptörlerin kasılması sonucu açığa çıkan neğatif ve pozitif göz akım dalga ışınımına nazar denir.

Nazar'ın üç türlü ışınım etkisi vardır.Bu konu radyoloji ilmiyle bağdaştırılar
ak labaratuvarlarda ispatlanmıştır.

a-Alfa(sarsıcı ) b-Beta(kırıcı,yıkıcı) c-Gama (yakıcı) ışınları olarak, genel itibariyle halk arasında daha çok Alfa (sarsıcı)ışın etkileri daha yoğun olarak oluşmaktadır.Nazar değen insanda bilimsel olarak beynin orta bölümü olan(Mezensefelon) kısmında nöronlar(sinirler) harekete gecerek;göz küresini büyütür ve esneme başlar.

İnsana nazar değdiği bilimsel olarak fizyolojik açıdan esneme ve göz küresinin büyümesinden anlaşılır.Nazar'ın oluşagelmesi için nazarı vuran kişinin,nazara gelecek kişiye negatif ışın göndermesini bilinçsiz olarak gerçekleşmesi gerekir.Nazar kesinlikle bilinçli olarak gerçekleşemez.Nazar'ı bilinçli olarak gerçekleştiren insanlar,çok azdır.Bu olay parapsikoloji konusuna girer.Nazarı bilinçli olarak vuran insanların gözlerinden Gama(yakıcı)ışınlar akımı oluşur.

Bu tür ışınlar röntgen çekimi bile gözleriyle yapabilecek seviyede X ışınlarını beynin hipotalamus kısımlarından boşalarak oluşturabilirler.Bu tür insanlar sayısı az olmakla birlikte çok tehlikelidirler.Gama ışınlara ilk defa 14 yaşındaki bir rus kızında bulunmuş ve ölçülmüştür.Bu insan gözleriyle karşısındaki insana radyolojik Gama ışını yolla¤¤¤¤¤ röntgen çekimi bile yapabilmektedir.1000 kişi üzerinde laburatuvar'da yaptığımız çalışma sonucunda en çok nazar' a gelen göz renkleri kahverengi ve yeşil gözlü insanlar daha çok nazara maruz kalırlar.En etkili nazar ışınlarını oluşturan göz renkleri ise mavi ve sarı(Bal) göz renklerine sahip olan insanlar oluşturmaktadır.8 çeşit göz renklerine sahip olan insanlar üzerinde yaptığımız çalışma sonucu,sarı,mavi.siyah,yeşil,m
enekşe, gri,ela ve kahverengi göz renklerine sahip insanların birbirini pigment(Göz renk hücreleri) lerinin uyuşumu şöyledir.mavi gözlüler sırasıyla en çok;kahverengi,ela,gri,menekşe,yeşil, sarı ve siyah gözlülere nazar vurur.sarı(bal) gözlüler;mavi,siyah,yeşil,kahverengi, menekşe,gri ve ela gözlülere nazar vurur.yeşil gözlüler;gri,ela,siyah,kahverengi,mene kşe,sarı ve mavi gözlülere nazar vurur.siyah gözlüler sırasıyla en çok;mavi,ela,yeşil,kahverengi,gri,mene kşe ve sarı göz renkli gözlere nazar vurur.ela gözlüler en çok sırasıyla;yeşil,sarı,mavi,siyah,kahv erengi,menekşe ve gri gözlülere daha çok nazar vurur.gri gözlüler en çok sırasıyla;siyah,menekşe,sarı,mavi,ye şil,ela ve kahverengi gözlülere daha çok nazar vurur.menekşe rengine sahip insanlar sırasıyla;gri,sarı,yeşil,ela,kahvere ngi,siyah ve mavi gözlülere nazar vurur.kahverengi gözlüler en çok sırasıyla;mavi,yeşil,sarı,ela.menekşe,gri ve siyah gözlülülere nazar vurur.8 Çeşit göz renklerine sahip 1000 insan üzerinde yapılan çalışmaların sonucunda bu verilere ulaşılmıştır.Nazar daha çok güzel insanlara,mala mülk sahiplerine,halk arasında şöhret sahiplerine,işinde başarılı olan insanlara,değerli maddelere,yeni olan gelişmelere,yeni evlenen gençlere,yeni doğan şirin çocuklara,yeni alınan arabalara,yeni alınan eve,bağa bahçeye daha çok nazar değer.Çünkü insana çekim ve istem oluşturan tüm güzel olan oluşumlara nazar değer.

Nazarın fizyolojik etkileri;baş dönmesi,ani mide bulantısı,ayak kayması,bulanık görme,refleks bozulmaları,gözlerin kızarması,göz küresinin büyümesi,sebepsiz esnemeler,sakarlıkların başlaması,çeşitli hastalıklar,biryerden düşme,gözde kan birikimi,sivilceler,elde veya başka bir yerde siğiller çıkması,göz çıbanları,kaş dökülmesi,bağaz ve kulak kaşıntısı,saç dökülmesi,cinsel iktidarsızlık,sakal ve saç kıran,mide ağrısı,dudak kuruması,ayak-el ağırması,bel ağrısı,burun kaşıntısı,kulak çınlaması,göz bulanıklığı,el-ayak kaşıntısı vb gibi fizyolojik bozukluklar nazar değdiğinde başlar.

Nazarın psikolojik etkisi;rüyada sıçramalar,tik oluşması,el titremesi,göz dalması,yorgunluk hissi,uyku bozukluğu bazende aşırı uyku istegi,dalma hastalığı,gülme hastalığı,ani bunalım dönemi,stres,konsantre ve motive eksikliği,sebepsiz huysuzlaşma,dil sürtçmesi,düşüncede saçmalama,kalp çarpıntısı,kabuslar görme,sebepsiz göz yaşı,sebepsiz mutsuzluk-huzursuzluk hissi,kendinde ağırlık olduğu hissi,regl sancısının artması,rüyada nazar boncuğu görmesi,bitkinlik hissi vb gibi ruhsal etkiler oluşur.

Nazarın parapsikolojik etkileri;bereketsizleşme,işini
zin rast gitmemesi,evinizde huzursuz olması,kaderin bir parçası olan şansınızın kapanması,kısmetinizin kapanması,yaşadığınız ortamı sevmeme,üzerinde aşırı derece bilinmeyen ağırlıklar oluşması,sevdiğinizden nefret etme,evliliklerde sebepsiz kavgalar,boşanmalar,eşinizin değişmesi,kıskançlıklaraın başlaması,arkadaşlıklarınızın bozulması,evlenememe,rüyalarınızda devamlı mavi renk veya nazar boncuğu görme,şiddetli geçimsizlik,büyülenme hissi vb gibi parapsikolojik etkiler oluşur.Nazar daha çok altın,elmas,pırlanta ve gümüş gibi değerli takılara değer.Kadın nazarı erkek nazarından daha fazladır.Bu olay kadınların her ortamda güzel gözükmek hissinden ve kapris yapma gücünden oluşur.Kadınlar birbirlerine daha çok nazar vururlar.Erkek nazarı kadınlar üzerinde fazla etkili değildir.Erkekler genellikle kendi cinslerine daha çok nazar vururlar.Nazara en çok maruz kalanlar;estetik ameliyat yapanlar,siyasetçiler,sanatçılar,spor cular,mankenl er,sanayiciler,sosyeteler,medya karşısında daha çok bulunanlar ve işlerinde başarılı olan insanlara daha çok nazar değer. Nazar olgusu radyoloji ilmiyle bağdaştırılarak ilk defa bilimsel olarak incelemeler ile kanıtlanmıştır.

Nazar ve etkilerinden kurtulmak yada korunmak için web sitemizde birçok tarif verilmiştir uygulayabilirsiniz..

www.kontejyan.com

23 Aralık 2010 Perşembe

Son tutulma ve kehanetler (Yasemin Güner'den)

Bu yılın son tutulması da yaşandı. Şimdi yeniliklere açık olma zamanı. İyiye güzele birlik ve beraberliğe daha yakın, daha samimi ve içten olunacak yeni bir dönem açılıyor.Tüm kehanetlerin aksine,bizlerin “uyanışı” için özellikle daha refah  günler  yenilikler bizi bekliyor.Bu yeniliklerden en önemlisi yeni bakış açıları .Yıllardır çeşitli öğretiler aldık.Okuduk,seminerlere katıldık.eğitimler aldık ve almaya da devam edeceğiz .Birlik ve beraberliğin sarsılmaz ışığını da deneyimlerken daha pek çok özel olaylara şahit olacağız .Ülkede doğada ve insanlarda pek çok hareketlilik olacak Ancak bu hareketliliği müthiş pozitif deneyimler takip edecek .Eskiyi git gide gerideki yıllarda bırakırken ,yeni açılan kapılar bizim şölenimiz olacak.Sevgi daha gerçek,saygı daha ön planda olurken, karamsar bakış açıları artık yaşamımızda deneyimsel bir anı olarak kalacak.Sıkıntıyı,acıyı,üzüntüyü,kaybı,ayrılıkları,hastalıkları deneyimledik.Şimdi yepyeni bir açılım söz konusu. Eğer yeterli derecede dikkatli düşünürseniz ve farkında olursanız, sizin canınızı hiçbir şeyin eskisi kadar acıtmadığını da anlayacaksınız.Hassas olan her bir insan bunu zaten son dönemlerde fark etti ..Şimdi ise açıklık daha fazla geliyor Neşe,huzur,bolluk,sevgi dolu geçen anları daha hızlı  fark edebileceksiniz. Bahsedilen felaketlerin hiç birinin algıladığınız biçimde  olmadığını da gözlemleyeceksiniz..Ama siz aranızdaki her hangi bir dost yaşanan bir doğa olayını felaket diye algılar ve bu duygusunu değiştirmeyi başaramazsa, bireysel olarak felaketi yaşamayı da seçebilecek..Kısa zaman için de bahsedilen her kehanet tek noktada toplanıyor 2012
2012 ye bir yıl kala bir zamana da yaklaşıyoruz. Bu bize zevk ve teşvik olmalı Ne heyecan verici değil mi? Şayet elinizde olsaydı yeni yıla, yeni döneme neleri sığdırırdınız?  İşte size fırsat göreceğiniz pırıl pırıl  12 ay var ..Bu aylar içinde bahsettiğim gibi Birlik beraberlik sevgi ile doluluğunu daha fazla yaşayacaksınız .Bu kez ki deneyiminiz bizzat etrafınızdaki pozitif zincir ağ olacak Her bir canlı yanı başındaki bir diğer canlıya yardım edecek paylaşacak. Bakınız sosyal paylaşım ağlarına. Ne güzel topluluklar oluşuyor Sevgiler içten samimi. Bir müziği, bir fotoğrafı, sevdiğiniz bir resmi ya da bilgiyi paylaşabiliyorsunuz. En azından benim dostlarım öyle yapıyor. Paylaşımın zevkini alıyoruz konuşuyoruz. Düşüncelerimizin dilini kullanıyoruz Birimiz biraz canı sıkkınsa diğerimiz onu motive ediyor. Farkında olalım ya da olmayalım biz zaten artık olumluya dönüştük. Ortaklaşa hareket etmeye,yardımlaşmaya,kucak açmaya sevgi sunmaya başladık.Dünün yabancıları bugünün saniyeler içinde sevgi adımlarına başladı.Öğrencilerime “haydi bugün dışarıda yakın olmadığınız ya da  hiç tanımadığınız birilerine seni seviyorum demeyi başar “derdim ..İster telefonda ister mailde ..
Şimdi çekinmeden söyleyebiliyoruz Çünkü değiştik. Bu değişime sonsuz evren ve yüce yaratanın ışığı rehber oldu. İster ruhsal olalım, ister bilim adamı.Egolarımızı bırakmaya başladık.Önceleri zor gibi gözüktü Ancak sonra üzerimizdeki o örtüyü kaldırdık perdeler açıldı ve gün ışığının içeri girmesine izin verdik.. Siz ister inanın ister inanmayın” DEĞİŞTİNİZ” Bu da yeni bir dönemin açıldığının en büyük göstergesi. Bilirsiniz çok yazmam izlerim “Gözlemci” olmayı çok seviyorum
Olasılıklar yaşamımızda hala var Belirsizliklerde ..En güzeli belirsizliklerin içinden en iyi olasılığı çıkarmak ve kuantum sıçramaları devam ettirmek .. Hep "Kuantum anlatılmaz yaşanır" demişimdir .İşte ispatı .Yeni dönem ve yeni siz ..Belki bir süre kendinize dönüp baktığınızda, biraz yabancılaşmış gibi eski alışkanlıkları bırakmayacaksınız .
Ama onlar sizi çoktan bıraktı bile..
İşte tüm kehanetleri dinleyin, okuyun ve  her  düşünürde mutlaka bir bilgi vardır. Boş vermeyin..Ancak yüreğinizdeki gerçeğinizi asla yarı yolda bırakmayın ..
Yasemin Güner 

21 Aralık 2010 Salı

Zihinsel İyileşme Teknikleri

 İyileştiren şey nedir? İyileştirici güç nerededir ve nasıl kullanılabilir? Bunlar hepimizin merak ettiği, hayati derecede önem taşıyan sorular. Hepsinin cevabı aynı: İyileştirici güç her kişinin bilinçaltı ve hastanın zihinsel tutumunu değiştirmesi; iyileştirici gücü ortaya çıkarır. Bilinmesi gereken en harika şey şudur: Bir son hayal edin ve gerçekleştiğini hayal edin. Sınırsız hayat prensibi bilinçli seçiminize ve bilinç isteğinize karşılık verecektir. Aldığınıza inanırsanız, alırsınız, ifadesinin anlamı budur.


HATIRLAMAYA DEĞER FİKİRLER

Sizi neyin iyileştirdiğini bulun. Bilinçaltınıza verilen doğru talimatların zihninizi ve bedeninizi iyileştireceğini fark edin.
Talep ve arzularınızı bilinçaltınıza iletmek için kesin bir plan geliştirin.
Hastalığa ya da sizi incitecek size zarar verecek herhangi bir şeye inanmak aptalcadır. Mükemmel sağlığa, zenginliğe, huzura, refaha ve ilahi yol göstericiliğe inanın.
Alışkanlıkla üzerinde durduğunuz büyük ve asil düşünceler, büyük eylemlere dönüşür.
Hasta olabilecek sevdiklerinize yürekten şifa dileyin. Zihninizi sükunete kavuşturun. Tek evrensel önel zihin aracılığıyla faaliyet gösteren sağlık, canlılık ve kusursuzlukla ilgili düşünceleriniz hissedilecek ve sevdiğiniz kişinin zihninde kendini gösterecektir.
Uyku halinde, bilinç ve bilinçaltınız arasındaki çatışmalardan kaçının. Yine uyumadan önce, arzunuzun gerçekleştiğini tekrar tekrar hayal edin. Huzur içinde uyuyup keyifli uyanın.

ZİHİNSEL TEDAVİDE PRATİK TEKNİKLER; Dileğinizin gerçekleşmesini istiyorsanız, işe uygun teknik ve yöntemlerle başlamalısınız. Bu da bilimsel yolla mümkündür. Hiçbir şey tesadüf olamaz. Bu, düzen ve yasaların dünyasıdır. Dilekleriniz havada balon gibi asılı kalmamalıdır. Bunlar bir yere gitmeli ve hayatınızda birşeyler başarmanızı sağlamalıdır.Şimdi bu bölümde birkaç teknik vereceğiz:

BİLİNÇALTINIZ İSTEKLERİNİZİ BİÇİMLENDİRİR; Kendiniz ve aileniz için bir ev yapıyor olsaydınız, bu evin projesiyle yoğun bir biçimde ilgilenirdiniz. İnşaatçıların bu projeye en ince ayrıntısına kadar sadık kaldığından emin olmak isterdiniz. Gözünüz kullandıkları malzemelerin üzerinde olurdu. Aynı özeni zihinsel evinize ve mutluluk ve bereket için zihinsel projenize de göstermeniz mantıklı olmaz mı? Bütün deneyeyimleriniz ve hayatınıza gire her şey, zihinsel evinizi inşa ederken kullandığınız zihinsel yapı taşlarının doğasına bağlıdır. Eğer projeniz korku, üzüntü, endişe ve yoksunluğa dair zihinsel kalıplarla doluysa ve eğer umutsuz, kuşkucu ve sinik iseniz, zihninizde kurduğunuz zihinsel malzemelerin niteliği daha fazla sıkıntı, dert, gerilim, endişe ve her türden kısıtlamaya yol açar.

Hayatın en önemli ve en çok kişiyi etkileyen faaliyetlerinden biri, uyanık geçirdiğiniz her saat zihninizde bir şeyler yapılandırmanızdır. Bu sessiz ve görünmez olsa da gerçektir. Sürekli zihinsel evinizi inşa edersiniz; düşünceleriniz ve zihinsel betimlemeniz, projenizi temsil eder. Saat saat, dakika dakika, geliştirdiğiniz düşünceleriniz, benimsediğiniz fikirler, kabul ettiğiniz inançlarınız, zihninizin gizli stüdyosunda prova ettiğiniz sahneler ile pırıl pırıl bir sağlık, başarı ve mutluluk inşa edebilirsiniz. Yapımıyla sürekli ilgilendiğiniz bu görkemli köşk sizin kişiliğiniz, bu gezegendeki kimliğiniz ve dünyadaki yaşam öykünüzdür. Şimdi yeni bir proje oluşturun; bu anın huzurunu, uyumunu, keyfini ve iyi niyetini fark ederek sükunetle inşaatınızı yapın. Bunların üzerinde durduğunuzda ve talepte bulunduğunuzda, bilinçaltınız kabul edecek ve bunları sonuçlandıracaktır.

ARZULARIN BİLİMİ VE SANATI; Bilim terimi, koordinr edilmiş, düzenlenmiş ve sistemli hale getirilmiş bilgi yapısı anlamına gelir. Gerçek duanın bilimi ve sanatı üzerinde duralım. Bu bilgi yapısı, hayatın temel prensipleriyle ilgilidir. Hayatınızda ve bunları inançla uygulayan herkesin hayatında görülebilecek teknik ve süreçleri tanımlar. Sanat tekniğiniz ya da sürecinizdir; bunun arkasındaki bilim ise yaratıcı zihnin zihinsel resminize ya da düşüncenize verdiği kesin tepkidir.

Çaldığınız kapı sizin için açılacak; aradığınız şeyi bulacaksınız. Bu öğreti, zihinsel ve manevi yasaların kesinliğini doğrulamaktadır. Her zaman, bilinçaltınızın sınırsız zekasının bilinçli düşüncenize verdiği doğrudan bir tepki vardır. Ekmek isterseniz, taş almazsınız. Elde etmek için, inanarak isteminiz gerekir. Önce zihinde bir imge olmadığı sürece hareket edemez, çünkü ona doğru ilerleyebileceği birşey yoktur. Zihinsel eyleminiz olan duanız, bilinçaltınızın gücü üzerinde oynamadan ve bunu üretken hale getirmeden önce, zihinse bir imge olarak kabul edilmelidir. Zihinde bir kabul noktasına gelmeniz, mutlak ve tartışılmaz bir anlaşma durumuna varmanız şarttır. Bu tasarıya, arzunuzu gerçekleştirdiğinizi öngörmenin keyfi ve huzuru eşlik etmelidir. Gerçek duanın bilim ve sanatının temelinde, bilincinizin, sınırsız bir bilgelik ve güce sahip olan bilinçaltınızdan kesin bir karşılık alacağına dair bilgi ve güveniniz vardır. Bu prosedürü takip ederek dileklerinizin gerçekleştiğini görebilirsiniz;

Hayal kırıklığı, tatmin olmayan arzularınıza bağlıdır. Eğer engeller, ertelemeler ve zorluklar üzerinde durursanız, bilinçaltınız da buna bağlı olarak karşılık verecek ve kendi iyiliğinize engel olacaktır. Zihninizin gizli stüdyosunda geliştirdiğiniz düşüncelerle pırıl pırıl bir sağlık, başarı ve mutluluk inşa edebilirsiniz. Zihinsel bilimin yardımıyla kolay yoldan başarıyı arzulayın.

GÖRSELLEŞTİRME TEKNİĞİ; Bir fikri formüle etmenin en kolay ve kesin yolu, bunu gözünüzde canlandırmak, zihin gözünüzle sanki gerçekten varmış gibi canlı görebilmektir. Çıplak gözle sadece dış dünyada zaten var olanı görebilirsiniz. Zihninizdeki herhangi bir resim ise umduklarınızın ve görmediklerinizin ifadesidir. Hayalinizde oluşturduğunuz şey, vücudunuzdaki herhangi bir bölümü kadar gerçektir. Fikir ve düşünce gerçektir ve zihinsel imgenize sadık kalmanız halinde birgün nesnel dünyada da kendini gösterecektir. Düşünce süreci zihninizde etkiler oluşturur. Bu etkiler bir süre sonra hayatınızda gerçekler ve deneyimler olarak ortaya çıkar.

ZİHİNDE SAHNELEME TEKNİĞİ; “Bir resim binlerce kelimeye bedeldir” diye eski bir söz vardır. Bilinçaltının, zihinde tutulan ve inançla desteklenen her resmi hayata geçireceği gerçeği vurgulanmalıdır; Öyleymiş gibi davranıyorum ve öyle oluyorum. Birkaç yıl önce çeşitli eyaletlere gittiğim bir tur sırasında konferans vermek üzere Midwest’te bulunuyordum. O bölgede sabit bir yere sahip olmak istedim; böylece yardıma ihtiyaç duyanlara daha fazla hizmet edebilirdim.Seyahatlerim beni çok uzaklara götürse de bu fikir unutmadım. Washinghton da olduğum bir akşam otel odamdaki kanepeye uzanmış, dinleniyordum. Birden düşüncelerimi durdurdum. Sakin ve pasif bir ruh haline geçerek, büyük bir dinleyici kitlesinin önünde konuşma yaptığımı hayal ettim. Dinleyicilere “Burada olduğum için çok mutluyum, bu ideal fırsatı elde etmeyi diliyorum.” Hayali dinleyicileri zihin gözümle gördüm ve bu dileğimin gerçekleştiğini hissettim. Bir aktörün rolünü oynuyor ve bu zihinsel filmi canlandırıyordum. Bu resmin, onu bir biçimde hayata geçirecek olan bilinçaltıma iletmem beni mutlu ediyordu. Ertesi sabah uyandığımda büyük bir huzur ve tatmin hissediyordum. Birkaç gün sonra Midwest’te bir organizasyon için aradılar ve benden oranın yöneticisi olmamı istediler. Bunu kabul ederek, yıllarca orada görev yapmanın keyfini yaşadım. İşte bu örnek gibi nesnel bir gerçeklikmiş gibi davranmalısınız. Bunu yaptığınızda, bilinçaltınız bunu etki olarak kabul edecektir. Zihinde tutulan ve inançla desteklenen zihinsel bir resim hayata geçmiş olur.

UYKU TEKNİĞİ; Uyku haline geçtiğinizde, çabalarınız en aza iner. Uyku halindeyken bilinç büyük ölçüde geri çekilir. Bunun nedeni uyumadan hemen önce ve uyandıktan hemen sonra, bilinçaltının kendini en üst derecede göstermesidir. Bu durumda arzunu etkisizleştiren ve böylece bilinçaltı tarafından kabul edilmesini engelleyen olumsuz düşünceler ortadan kalkar. Yıkıcı bir alışkanlığınızdan kurtulmak için, rahat bir duruş belirleyin, gevşeyin ve hareketsiz kalarak uyku haline geçin, bu haldeyken tekerleme gibi şunu tekrarlayın: “Bu alışkanlıktan tamamen kurtuldum. Zihnimin uyum ve huzuru muhteşem durumda” Her sabah ve gece 5-10 dakika süreyle bu sözleri yavaşyavaş sevgiyle tekrarlayın. Her tekrarladığınızda, duygusal değer büyüyecektir. Olumsuz alışkanlığı tekrarlama dürtüsü hissettiğinizde, kendi kendinize aynı sözleri yüksek sesle tekrarlayın. Böylece bilinçaltınıza fikri kabul etme komutu verirsiniz ve iyileşme gerçekleşir.

“TEŞEKKÜR EDERİM” TEKNİĞİ; Şükran duyan bir kalp, her zaman evrenin yaratıcı güçlerine yakındır; kozmik etki ve tepki yasasına bağlı olarak, karşılıklı ilişki yasasıyla, sayısız nimetin kendine doğru akmasını sağlar. Genç bir anne bu tekniği kullanarak bana yaşadığı deneyimi anlattı. “İşsiz ve beş parasızdım. Doyurup giydirmem gereken üç küçük çocuğum vardı. Ne yapacağımı bilemiyordum. Sonra sizin daha dileklerimiz gerçekleşmeden şükran duymamız gerektiğini söylediğinizi duydum. Birden beynimde bir şimşek çaktı. Bunu denemem gerektiğini biliyordum.” Bu genç anne her gece ve sabah şu sözleri tekrarladı: “Zenginliğim için teşekkür ederim” Bunu gevşemiş, huzurlu bir halde yapıyordu ve şükran duygusu ve ruh hali zihninde baskın hale gelene kadar devam ediyordu. Tinsel algının iç gözüyle görüyor, ihtiyaç duyduğu para, konum ve yiyecekle ilişkili olarak zenginliğe dair düşünce-imgesinin ilk neden olduğunu fark ediyordu. Düşünce duygusu, zenginliğinin öncel koşul tarafından engellenmeyen özüydü. Sürekli “teşekkür ederim.” diye tekrarladığında kadının zihni ve yüreği kabul noktasına yükseliyordu. Aklına yoksulluk, fakirlik ve sıkıntı düşünceleri geldiğinde yine “teşekkür ederim” diyordu; bunu gerekli oldukça yapıyordu. Şükran duyan tutumunu koruduğu sürece, zihnini zenginlik fikrine koşullandıracağını biliyordu. Öyle de oldu. Bu annenin dileği ilginç bir sonuç doğurdu. Bu çalışmaya başladıktan kısa bir süre sonra yolda beş yıldır görüşmediği eski patronuyla karşılaştı. Patronu ona yüksek ücret alacağı, iyi bir pozisyon teklif etti. Hatta avans bile verdi.

OLUMLAMA TEKNİĞİ; Hasta olmak anormaldir, sağlıklı olmak normaldir. Sağlık varlığınızın gerçeğidir. Kendinizi ve başkaları için olumlu bir biçimde sağlık, uyum ve huzur beyan ettiğinizde ve bunların kendi varlığınızın evrensel prensipleri olduğunu fark ettiğinizde, bu beyana dayalı inanç ve anlayışınıza bağlı olarak, bilinçaltınızın olumsuz kalıplarını yeniden düzenlersiniz. Olumlu ifadeler kullanmanın sonucu, görüntüden bağımsız olarak hayatın prensiplerine riayet etmeye bağlıdır. Bir an için düşünün: Matematiğin bir prensibi vardır, ama hatanın yoktur. Doğruluğun bir prensibi vardır ama yalancılığın yoktur. Zekanın bir prensibi vardır ama cahilliğin yoktur. Bolluğun bir prensibi vardır ama yoksulluğun yoktur.

Bu olumlu beyan yöntemini acil ameliyat kararı alınan bir arkadaşımda uyguladım. Yapılan testler ve çekilen röntgenler sonucunda hastalığının teşhisi konulmuştu. Benden iyileşmesi için dua etmemi istemişti. Ondan kilometrelerce uzaktım fakat bu beni rahatsız etmedi, zihin prensibinde zaman ve mekan yoktur. Sınırsız zihin ve zeka her an her yerde tam olarak mevcuttur. Günde birkaç defa kendimden tam emin bir tavırla şunları söyledim: “Bu dileğim arkadaşım … ….(isim) için. O şu anda rahat, huzurlu, dengeli ve sakin. Bilinçaltının onun bedenini yaratan iyileştirici zekası şimdi her hücreyi, siniri, dokuyu, kası ve kemiği, bilinçaltındaki bütün organların mükemmel uyumuna bağlı olarak dönüştürüyor. Bilinçaltındaki bütün bozulmuş düşünce kalıpları sessizce ve sükunetle ortadan kaldırılıyor; hayat prensibinin canlılığı, iyiliği ve güzelliği varlığının her atomunda kendini gösteriyor. Arkadaşım artık içinde bir nehir gibi akan, ona mükemmel sağlık, uyum ve huzur veren iyileştirici akımlara açık. Bütün bozukluklar ve çirkin imgeler şimdi onun içinde akan sonsuz sevgi ve huzur deniziyle yıkanıyor.” İki hafta sonra yapılan tahliller ve muayenelerden sonra röntgenleri negatif çıktı. Doktoru onun önemli bir iyileşme kaydettiğini ve ameliyetının ertelendiğini söyledi.

KOMUT TEKNİĞİ; Güç arkasındaki inanaca ya da duyguya bağlıdır. Dünyayı döndüren gücün bizim lehimize hareket ettiğini ve bizi desteklediğini fark edersek, güvenimiz ve inancımız artar. Güce güç katmaya çalışmazsınız. Hiçbir zihinsel zorlama, baskı, mücadele olmamalıdır.

Genç bir kadın, kendisini sürekli arayan ve randevu koparmak için baskı yapan bir adam üzerinde komut yöntemini uygulamıştı. Adamdan bir türlü kurtulamıyordu. Sonunda onun işyerine de gelmeye başladığını görünce, bir an önce kesin birşeyler yapması gerektiğine kara vermişti. Günde birkaç defa sükunete bürünüyor ve şunları tekrarlıyordu: “….. (adamın ismi) Tanrı’ya havale ediyorum. O hep olması gereken yerde. Ben özgürüm o da özgür. Şimdi sözlerimin sınırsız zihne ulaşmasını ve hayata geçmesini istiyorum.” Böylece kadın, adamın hayatından çıktığını söyledi. O zamandan beri kendisini görmemiş ve -sanki yer yarıldı içine girdi- diyordu.

HATIRLAMAYA DEĞER FİKİRLER

Arzularınız duanızdır. Gözünüzde arzunun gerçekleştiğini canlandırın ve gerçekliğini hissedin. Böylece duanızın karşılığını almanın keyfini yaşarsınız.
Zihinsel bilimin yardımıyla kolay yoldan başarmayı arzulayın.
Zihninizin gizli stüdyosunda geliştirdiğiniz düşüncelerle pırıl pırıl bir sağlık, başarı ve mutluluk inşa edebilirsiniz.
Bilinçaltınızın Sınırsız Zekasının bilincinize her zaman doğrudan bir tepki verdiğinden şahsen emin olana kadar, bilimsel olarak deney yapın.
Arzunuzun gerçekleştiğini öngörmenin keyif ve huzurunu yaşayın. Zihninizdeki herhangi bir zihinsel resim, umduklarınızın özü, göremediklerinizin kanıtıdır.
Bir zihinsel resim bin sözcüğe bedeldir. Bilinçaltınız, zihninizde tuttuğunuz ve inançla desteklediğiniz her resmi hayata geçirecektir.
Dilekte bulunurken çabalardan ve zihinsel zorlamadan kaçının. Uyku haline geçin ve duanızın karşılığını alacağınızı bilin.
Unutmayın; şükran dolu bir kalp her zaman evrenin zenginliklerine yakındır.
Bilinçli olarak beyan ettiğiniz şeyi, birkaç dakika sonra zihinsel olarak reddetmemelisiniz. Bu beyan ettiğiniz olumlu ifadeyi etkisiz hale getirecektir.

Benzer konular İçin MAJİ VE PARAPSİKOLOJİ AKADEMİSİ'Nİ ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ..


19 Aralık 2010 Pazar

Yüksek Titreşimlere Aracı olmak

  

Çoğunuz bilirsiniz; et yemem. Ama evrensel bilincim ve farkındalığım geliştikçe bu konuda farklı bir vizyona sahip oldum. Vejetaryenliğin ruhsal gelişim açısından herkes için geçerli olmadığını artık biliyorum.

 Bedeniniz hangi enerjilerle uyumlanıyorsa bunu tüketmelisiniz. Örneğin ben kereviz, brokoli  çok yerim. Ama bunları yemeyenler de var. Yadırgamak yerine onları anlamaya çalışıyorum.

 Aşağıda bu konuyla ilgili beğendiğim bir yazı var. Daha geniş bir pencereden bakalım ki; daha özgür olalım.

 Bir bitkinin ya da hayvanın daha yüksek bir titreşime geçmesinin bir yolu, enerjisinin daha yüksek titreşimli varlıklar tarafından özümsenmesidir. Onların görüş noktasından, bu kendini feda etmek değil, yükseliş sürecinin bir parçasıdır. Bitkilerin ve hayvanların kendilerini sizin enerjinizin bir parçası olmak üzere gönüllü olarak vermelerinin nedeni budur, çünkü bu onların insan formu içinde ifade bulmalarını sağlar. Sonra, bu onların titreşimlerini yükseltip daha yüksek titreşimli enerjinin bir parçası olmalarını sağlar. Daha yüksek bir düzeyde onlar herşeyin aslında bir olduğunu ve, dolayısıyla, birbirinden ayrı olmadığını bilirler. Böylece, sizin perspektifinizden bu barbarca bir şey gibi görünse de, beslenme zinciri mükemmel bir biçimde işlev görür. Barbarca olan, hayvanları yetiştirirken onlara davranış biçiminizdir. İşte bu yüzden şimdi onların insanlarla ilişkilerini yeniden-değerlendirdiklerini görüyorsunuz. Yediğiniz hayvanları ve bitkileri onurlandırmak tüm var olanı onurlandırmaktır. Bu ayrıca kendi sindiriminiz için de çok iyidir.

Siz hayvanlarla ilgili kaygınızı ifade ettiniz. Bakın, bir ağaçtan elma kopardığınızda da o ağaç acı duyar. Ancak, o da, daha yüksek titreşimli bir formda ifade bulabilmek için, bu acıyı seve seve deneyimler. Bu yüzden elmalarını alırken ağacı onurlandırın, ona saygılarınızı sunun. Onların etini masaya koyarken hayvanları onurlandırın. Evinizi ısıtmak için odununu kullanmak üzere bir ağacı kestiğinizde o ağaç ölür, eğer kestiğiniz ağacın yerine bir fidan dikerek ağacı ve Yerküre'yi onurlandırırsanız, eviniz iki kat ısınır. Size enerji sağlama konusunda oynadıkları rolden ötürü bitkileri ve hayvanları onurlandırın. Hayvanları, bitkileri, balıkları ve böcekleri onurlandırarak onların sizin vasıtanızla daha yüksek titreşime erişmelerine yardımcı olursunuz.

Benzer konular için forum sitemiz

16 Aralık 2010 Perşembe

Tanrı'nın eczanesinden


GENÇLİK İÇİN PRATİK İKSİR

Gençleşmek değilse de genç kalmak elinizde. Bunun için biraz özen, biraz kendinize bakmanız yeterli. Bir de bu mucize iksiri öneriyor uzmanlar;

Hazırlanışı: 15-16 tane maydonoza 2 yemek kaşığı taze limon suyu ve yarım bardak da su ilave edildikten sonra blenderdan geçirilir.

Kullanımı: Sabah aç karnına kahvaltıdan 15-20 dakika önce içilir. 15 gün boyunca her sabah içmek gerekir.

2. günden itibaren sabahları kalktığınızda daha dinç ve daha zinde kalkacaksınız. Yorgunluğu daha az hissedeceksiniz.

Bu karışımın özelliği gençleştirici bir etkisinin olmasıdır. Vücuttan toksin attırır ve karaciğer yağlanmasına karşı da mükemmel bir çözümdür.



KIRMIZI PANCAR KÜRÜ

Karaciğer rahatsızlıkları, saç dökülmeleri, cilt problemleri, sedef hastalığı, vitiligo (ala) hastalığı, egzama, kurdeşen (ürtiker) gibi hastalıkların giderilmesi için karaciğerin temizlenmesi gerekir.

Karaciğerin temizlenmesi için kırmızı pancar kürünün uygulanması gereklidir.

Kırmızı pancar kürü hazırlanışı:

Önceden iyice temizlenmiş 250 gram kırmızı pancarı dörde bölerek 1 litre kaynar suda 3 dakika kaynatın.

Demlendikten sonra elde ettiğiniz pancar suyunu Sabah, akşam ve gece yatmadan önce olmak üzere günde 3 kez aç karnına 1 er bardak için. Bu uygulamaya 3 hafta devam edin. Her gün taze olarak hazırlanmalıdır.

KALBİN DERMANI ALIÇ ÇAYI


Alıç çayı, kalp ve damar sağlığını korumak ve tıkalı kalp damarlarını açmak için doğal bir şifa kaynağı...

ALIÇ ÇAYI HAZIRLANIŞI:

Alıç çayı hazırlamak için 1 su bardağı kaynar suyun içine 1 tatlı kaşığı kırmızı alıcın yaprak,çiçek ve meyvelerinden koyduktan sonra bir kaç dakika kısık ateşte demlendirin.
Bu çaydan 20 gün boyunca sabah ve akşam için.
He gün 1 su bardağı taze sıkılmış havuç suyu (vitamin emilimini sağlamak için içine 1 çay kaşığı zeytinyağı koyarak) için.

KABIZLIK VE SES KISILMASINA KURU İNCİR

Kabızlığın dermanı da kuru incirde saklı... Aslında incirin faydaları saymakla bitecek gibi değil. İncir herhangi bir meyve ya da sebzeye göre en yüksek lif içeriğine sahiptir.

Enerji verir, bağırsaklardan toksik maddelerin atılması kandaki kollestrol seviyesinin düşürülmesinde etkilidir. Bağırsak iltihabı olanlar inciri çok yemelidir.

SES KISIKLIĞINA BİREBİR: İncirin kurutulmuşu iyi bir balgam söktürücü ve yumuşatıcıdır. Sesiniz kısıldığında hemen bir inciri bir su bardağı kadar sütün içine koyup bir cezvede kaynatın. Ilık ılık bu şurubu için, çok yararını göreceksiniz.

KABIZLIK İÇİN HAZIRLANACAK KÜR: 5 adet kuru inciri iyice yıkadıktan sonra, 1 bardak sıcak suyun içine koyarak 1-2 saat bekletin. Akşam yatmadan önce incirleri yedikten sonra üzerine de suyunu için.
Bu kür 3-4 hafta uygulandığında kabızlık için faydalıdır. İncir, mide ve bağırsak mukozasını kalıntılardan, balgamlardan temizler ve rahat çalışmalarını sağlar.

Uyarı : Bu kürün şeker hastaları tarafından uygulanması uygun değildir.
TROİD'İN MUCİZESİ CEVİZDE
Tiroidleriniz sizin sigortanızıdır. Endokrin sisteminiz bozulduğunda vücudunuzun çalışma sistemi de bozulur. Troidin en büyük ilacı cevizdir.

HAZIRLANIŞI: 25 tane cevizi kırdıktan sonra kabukları ve perdeleri ile birlikte bir litre suyun içinde 5 gün bekletin. Elde ettiğiniz sudan sabah akşam birer fincan için, cevizleri de yiyin. Ayrıca ceviz yağını dışarıdan boğazınıza sürün.

Hipertiroid rahatsızlığı olan kişiler, dereotu ve tere otunu fazla aşırıya kaçmadan tüketmeli, bunun yanında bol miktarda maydanoz ve roka da yemelidir.
BÖBREK HASTALARINA ÖZEL FORMÜL

Bu özel formül böbrek iltihapları konusunda çok başarılı sonuçlar veriyor...
Gerekli Malzemeler:
* 3-4 adet kereviz sapı,
* 3-4 adet lahana yaprağı,
* 1 tutam maydanoz sapı,
* 1 su bardağı su
Hazırlanışı: 1 su bardağı kaynayan suyun içerisine kereviz saplarını, lahana yaprağını ve maydanoz sapını koyduktan sonra 3 taşım kaynatın.
Uygulanışı: Akşamları yatmadan 1 saat önce 1 su bardağı için. 3 hafta süre ile uygulanması gereken kürün hiç bir yan etkisi olmadığı için herkes içebilir. Böbrek iltihaplarının dışında zayıflamaya ve kan yağlarını düşürmeye de yardımcı olur.
Uyarı: Her seferinde taze olarak hazırlanmalıdır.
VARİSLERE KARŞI PRATİK ÇÖZÜM

Varis, toplardamarların bozulması ve kanın katılaşması, kan dolaşımının bozulması sonucunda toplardamarların şişmesi şeklinde oluşur. Varisleri yok etmek için bir çok pratik çözüm var... İşte onlar;
FORMÜLLER:

• 1 litre beyaz ispirtonun içine 4 adet kafirun koyun. Akşam elde edilen karışımı varisli bölgelerinize sürdükten sonra streç filmle sararak yatın. Ertesi sabah tekrar aynı uygulamayı tekrarlayın.
• Çoban çantası otu, kekik, at kuyruğu otu ve at kestanesinin kabuğu ayrı ayrı ya da hepsini beraber çay gibi demleyerek günde 3-4 su bardağı içilir.
• Fındık yaprağı ve asma yaprağı çayları varise çok iyi gelir.
• 1 bardak kaynar suyun içine, 4 gram rezene konularak 10 dakika bekletilerek günde 2-3 bardak içilir.
• Çobançantası taze bitkisi doğranarak bir kaba konularak üzerine keskin sirke ilave edilerek 10 gün güneşte bekletilir. Elde edilen karışım ile varisli bölgeler hergün aşağıdan yukarıya doğru ovulur.
• 40 derece ısıtılmış 1 kova sıcak suyun içine yarım fincan ezilmiş şap ve 1 fincan karbonat konularak eritilir. Haftada 3 gün 15 dakika süre ile bacaklar dize kadar bu suya konur. Varisler daha yukarı çıkmış ise aynı işlem küvette tekrarlanır.
• Fındık ağacı kabuğu, ceviz ağacı kabuğu ile kaynatılır. Suyu ile varislerin üstüne pansuman yapılır.
MEME KANSERİNE KARŞI DOĞAL ÇÖZÜM

Meme; süt bezeleri ve süt bezlerinde üretilmiş sütü meme başına taşımakla görevli kanallardan oluşmaktadır. Bu süt bezlerini ve kanallarını oluşturan hücrelerin kontrol dışında çoğalmaları ve vücudun çeşitli yerlerine yayılarak çoğalmaya devam etmelerine 'meme kanseri' denilmektedir.
Meme kanseri için pratik bitkisel destekler
• 2 su bardağı kaynar suyun içine 10 gram civanperçemi koyarak kısık ateşte 5 dakika demlendirin.Sabah ve akşam aç karnına bir bardak bu civanperçemi çayını içiln.

Öğlenleri tok karnına 1 bardak sarı kantaron çayı için. Akşam tok karnına bir bardak biberiye ve mürver çiçeği çayı için. Gece saat 22.00 de karabaş otu çayı ile şerbetçi otu çayı için. Bu uygulamaya 45 gün devam edin.
• Soya fasulyesini ılık su ile ıslatın, bir gece bekletilerek süzün. Kavrularak yendiğinde kanser riskini önlemektedir.
EKLEM AĞRILARI İÇİN ÖZEL KARIŞIM

Ekrem ağrıları yaşlanmanın yanı sıra uzun süre masa başında çalışanların da büyük derdidir... Bunun da doğada çaresi var.

Boyunağrıları,bel ağrıları,eklem ağrıları için:
Hardal yağı
Biberiye yağı
Kekik yağı
Zeytin yağı
Badem yağı
Ceviz yağı
Eşit miktarlarda bir kapta karıştırarak eklem yerlerinize sürün. Streç filmle sarın. Ağrılarınıza derman bulacaksınız.
Önemli Uyarı: Hardal, biberiye ve kekik yağları yakıcı yağlardır. Zeytinyağı, badem ve ceviz yağı gibi yumuşatıcı yağlar ile karıştırılmadan sürüldüğünde cildinizi yakar ve zarar verir.
DOĞAL ANTİBİYOTİK TARİFİ

Antibiyotikler zamanla vücutta bağışıklık sağlarlar ve etkileri kalmaz. Ama en önemlisi vücut, antibiyotikleri dışarı atmakta büyük güçlük çeker... Bunun yerine doğal antibiyotikleri kullanmanızda fayda var... Peki doğal antibiyotik nasıl yapılır diyorsanız, bu tarifi de bir yere not edin;

Antibiyotik tarifi :
Malzemeler:

1 baş sarımsak
Yarım limon
Yarım litre su
Cam kavanoz
ailüminyum folyo

Hazırlanışı: 500 CC (yarım litre) kaynatılmış soğumuş suyu cam bir kavanoza koyduktan sonra içine kabukları soyulmuş bir baş sarımsağı rendeleyip, yarım limonu da kabuğu ile dilim dilim doğrayıp atın. Kapağını kapattıktan sonra (alimünyum folyoyla sararak ışık almasını engelleyebilirsiniz) karanlık bir ortamda 4 gün bekletin. Dört gün beklettikten sonra içinden posasını alın. Her kışa girerken bir kaç defa bu doğal antibiyotiği tekrarlarsanız savunma mekanizmanız güçlü olur.
Kullanımı: Her yemekten 15 dakika önce aç karnına bir yemek kaşığı içebilirsiniz. Dışarıdan gelen mikrop ve virüslere karşı etkilidir. Hiç bir yan etkisi de yoktur.
DEPRESYONUNDA BİTKİLERDE DERMANI VAR

Ciddi depresyonu mutlaka bir psikiyatristin tedavi etmesi gerekir. Ama derdiniz basit ise doğal tedavisi var... Özellikle de uyku derdi çekiyorsanız...

Sarı Kantaron: İçeriğindeki aktif bileşiklerden biri olan hipersinin anskiyetenin, depresyon ve değersizlik hissi gibi durumların tedavisinde çok önemli ilerlemeler sağlamaktadır.
Ciddi derecedeki depresyon hastalarının en büyük sıkıntısı olan uyku düzensizliklerini tedavi eden özellikleri vardır.
Kullanımı:1 bardak kaynar suya 1-2 çay kaşığı kurutulmuş sarı kantaron koyup 10 dakika demlenmesini bekleyin ve sonra için. 4 ile 6 hafta boyunca günde 1 veya 2 bardak bu çaydan içilirse son derece etkili olur.
Not:Eğer hamile iseniz sarı kantaron kullanmayın ve kullanırken şiddetli güneş ışınına maruz kalmayın. Çünkü bu bitki cildi güneşe karşı hassaslaştırmaktadır.
BAĞIRSAKLARI TEMİZLEMENİN YOLU

Bağırsakların da arada temizliğe ihtiyacı vardır. Bunun için de doğal bir kür öneriliyor...

MALZEMELER:

-Lahana suyu,
-Havuç suyu,
-Elma suyu
-Şeker pancarı suyu...

Hazınlanışı: Bunların sularını sıkarak karıştırın ve sabah - akşam birer su bardağı olmak üzere 7 gün boyunca aç karnına için.
Uygulayacağınız bu kürle bağırsaklarınızı, sindirim sisteminizi arındırıp rahatlatacaksınız.

Duyguların Kontrolü ve Sukünet (Paul Brunton)



DERİN sükunetten bazı değerli nitelikler doğar: felaketle karşılaştığınız zaman cesaret, savaşmak gerektiği zaman kuvvet, problem çıktığı zaman bilgece idrak ve sağduyu.
Duygularımz hiçbir zaman şaşkınlığa düşmeyecek bir hale gelinceye kadar her durumda sarsılmaz bir sükunet yaşatmak zorundasınız. Her an kendinize hakimiyetinizi kaybetmeden kalabilirseniz hiçbir olay sizi hazırlıksız olarak yakalayamaz. Düzgün yüzeyli bir ayna nasıl önüne konan şeyin kopyasını dosdoğru yansıtıyorsa, aynı şekilde sükunete kavuşmuş bir zihin de nesneleri, varlıkları, kişileri oldukları gibi kaydedecek, onları çarpıtmalarla, önyargılarla veya beklentilerle bozmayacaktır. İçsel varlığı saflaşmış,kontrol altına alınmış ve konsantre olmuş bir kimse dünyada yaşayabilir ve yine de dünyaya ait olmaz, dünyasal tecrübe ve olaylar yaşayabilir ve yine de onların etkisiyle huzurlu merkezinden çekilip uzaklaştırılmaz.
Merkeziniz varlığın daha derin bir seviyesine, doğru çekilirken, iç rahatlığınız giderek artarak vazgeçilmez bir yoldaş haline gelir. Bu da sırası gelince dünya işlerinde payınıza düşenlere sahip çıkmanızı sağlar. Sabırsızlık ve aptallık kontrol altına alındıkça, alçakça düşmanlıklar karşısında öfke de disiplin altına alınır; zor durumlardaki cesaret eksikliği ortadan kalkar ve baskı altında hissedilen stresler hafifler.
Bir durum oldukça hassas, acil bir mesele haline geldiğinde paniğe kapılmamalısınız. İlk şoku atlattıktan sonra ilk yapılacak olan, durumu sukunete kavuşturmak ve bunu bozmamaktır; ikinci olarak ne yapmanız gerektiğini düşüneceksiniz. Bu soruna bir cevap bulmak sadece düşünce ile değil, aynı zamanda sezgi yoluyla da olmalıdır.
Ne kadar sinir bozucu ve can sıkıcı olursa olsun, her durumda kendi duygusal reaksiyonlarınızı disiplin altına almayı pratik yaparak öğreneceksiniz. İçsel sııkunetin yaşatılması, zihinsel olgunluğun beslenmesi gerekli bir hedef olarak kabul edilecektir.
Mevcut sıkıntılar zihinden uzaklaştınlmadan içsel sükuneti sağlayamazsınız. İçsel sükunetinizi sağlayamadan sorunlarımza köklü çözümler ııretemezsiniz.
Sükunetin sihirli güçleri vardır. Teskin eder, kendine getirir, iyileştirir, öğretir, yol gösterir, gürültü ve kaos yerine düzen ve ahenk getirir. Dış etkinliklerinizde sükunetinizi korumamzın sırrı telaşh ve aceleci görünmemektir Telaşsız ve sakin bir tavrı tercih edin. Beklenmedik ve tatsız bir olayın kendinizi kaybetmenize sebep olacak derecede sizi şaşırtması şu kuralı size unutturmamalıdır: Her düşüşün bir çıkışı vardır.
Sükunet tamamen tembelce ve boş bir dalgınlık tarzında deneyimlenmez. O dinamik, yaratıcı ve iyileştiricidir. Onu elde etmeyi başarabilen bir kimsenin mevcudiyeti diğerleri için kendileri bunu bilmeseler de bir armağandır, bir nimettir.
Kalbimizin derinliklerinde şifa verici olan bir sükunet, evrensel yasalara karşı hiç şaşmaz bir güven ve kaya gibi sağlam bir dayanma gücü bulunmaktadır. Ama çok derinlerde olduklarından dolayı oraya ulaşmak için sabır ve sebata ihtiyacımız vardır.
Kaynak; Ruh ve Madde Dergisi Sayı 611

15 Aralık 2010 Çarşamba

Tümör 3 dakika icinde yok oluyor...



GREGG BRADEN


Kalbimizde bir hisse sahip oldugumuz zaman, bedenlerimizin icinde elektrik ve manyetik dalgalar yaratiriz ve bu dalgalar bedenlerimizin otesine, etrafimizdaki dunyaya uzanir. Ilginc olan sey, arastirmalar bu dalgalarin kalbimizin fiziksel olarak bulundugu yerden bir veya iki metre degil, kilometrelerce uzaga genisledigini gosteriyor. Tam simdi bu odanin, binanin otesinde etkisi var, bu dunyanin otesinde etkisi var. Kalpte tek bir ortak hissi yaratarak bir arada toplanan insanlar dunyayi degistirebilir. Bizler bilimi anlayincaya kadar bu bir mucizedir, ama bilimi anladiktan sonra bu bir teknoloji haline gelir, guclu bir icsel teknoloji. Bu film Pekin, Cin’de ilac kullanilmayan bir hastanede cekildi. Bu film mesanesinde kanser teshisi konulan bir kadini gosteriyor; 7,5 santim capinda kanser. Batili doktorlar hicbir sey yapamayacaklarini soylemisler. Boylece kadin Cin’deki bir klinige gitmis, bu kliniktekiler farkli sekilde dusunmekteler, kadim bilgelikten gelen bir teknolojiyi kullaniyorlar, bu teknoloji bilim ile ayni. Filmde gorecekleriniz sunlar; uc adet uygulayici var, tam dogru hissi hissetmek icin egitilmis 3 kisi. Bu uc kisi kadinin zaten onceden iyilesmis oldugu hissini yaratiyor. Kadinin bedeninin icine bakacagiz. Sonogram vasitasiyla onun bedeninin icine bakabiliyoruz ve 3 dakika icinde kadinin kanserinin yok oldugunu izleyebiliyoruz. Uygulayicilarin soyledikleri dilin huzurunda.

Kadin uyanik, bilinci yerinde, narkoz yok ve kadin bu isleme inaniyor, olacak olan seye inaniyor. Ve kendi bedenlerinde kadinin onceden iyilesmis oldugunun dogru hissini yaratmak icin egitimli 3 uygulayici var. Ve bilgisayar ekraninda 2 resim gorecegiz. Resmin biri sifadan once alinmis resim, digeri gercek zamanda kanserin yok oldugunu gosteren video. Sifa gerceklesirken uygulayicilarin tonlama yaptiklarini, bir sozcuk seslendireceklerini goreceksiniz, bu sozcukte herhangi bir sihir olmadigini bilmenizi istiyorum. Herhangi bir sozcuk olabilirdi. Ama bu sozcuk onlarin sectigi bir sozcuk. Onlar icin bu hissi yaratan kelimenin bu oldugunda anlasmislar. Ama bu baska bir sozcuk de olabilirdi. Bunu bilmenizi istiyorum.

Soldaki resim sifadan once cekilmis resim, sagdaki goruntu gercek zamani gosteriyor. Sagdaki goruntude kanser yok oluyor. 2 dakika 40 saniyede yok oluyor.

Batili dusuncesinde, modern bilimde buna mucize deniyor. Cunku onlar duygunun her seyle baglantili oldugunu anlamiyorlar, ve o hisle ilgili dili anlamiyorlar. Bunu anladigimizda artik mucize diye bir sey olmaz, bu bir teknolojidir. Sarkiyi dinleyin. Onlarin kullandiklari sozcuk VAS SA. Bunun anlami zaten gerceklesti demek. Zaten oldu demek. Kalplerinde ve dusuncelerinde sifanin zaten gerceklestigi var. Sifanin gerceklesecegi degil, gerceklesmek uzere oldugu degil, zaten onceden gerceklesmis oldugu. Bu onemlidir. Cunku tartismak uzere oldugumuz enerjinin hissi bir aynadir, anda deneyimledigimiz seyle ilgili hissimizi yansitir. Eger inancimiz sifanin gerceklesmek uzere oldugu ise, ya da mukemmel iliskinin bir gun bize gelecegi ise ya da ilerde bir gun bankada bol paramizin olacagi ise, tasidigimiz his bir gun, bir gun, bir gunu yansitir, cunku bunun ucu aciktir, sonuc yoktur. Bu cok gucludur, cok suptildir, bu his gecmiste degil, gelecekte degil simdiki anda aynalik yapar. Yasamimizda deneyimlemek icin sectigimiz seyi, oncelikle kalbimizde hissetmeliyiz. Onun zaten onceden gerceklesmis oldugunu kalbimizde hissetmeliyiz. Bu, dunyanin o bolgesinde her zaman gerceklesen bir sey, bunu her zaman yapiyorlar. Batili bilim insanlari bunu gordukleri zaman, onlar icin bir anlam ifade etmiyor. Cunku batili bilim insanlari inanclarimizin, hislerimizin ve duygularimizin bedenlerimizin disindaki dunyada etkisi olmadigini soyluyorlar. Bunun dogru olmadigini biliyoruz. Yapilan 3 deney sunlari gosteriyor; 1) Insan DNA’sinin fiziksel dunyada direkt etkisi var. 2) Deneyler insan duygusunun fiziksel dunyayi etkileyen DNA’yi degistirdigini gosteriyor. Bunlar gerceklesiyor, cunku her seyi birbirine baglayan bir alan var. Deneyler Max Planck’in “Matriksinin” deneylerde gordugumuz sonuclari saglayan iletken oldugunu one suruyor.

Tum maddenin bir enerji agi vasitasiyla birbirine bagli oldugu fikri 1800’lerin sonunda populerdi. Cok unlu bir deney var. O zamanlar yaradilis agina eter alani adi verilirdi. 1887’de Michelson/Merley deneyi eterin varligini kanitlamaya tesebbus etti. Deney eter alaninin var olup olmadigini bulmak ile ilgiliydi. Benim fikrime gore, bu iyi bir deneydi. Ancak zayif yorumlandi. 100 yil sonra ABD Hava Kuvvetleri bu deneyi tekrarladi. 1986’da Michelson/Merley deneyi aynen kopyaladi, sonuclari ‘Nature’ dergisinde yayinladi. Bulduklari sey su: Deneyi cok daha iyi, hassas ekipmanlar ile yaptilar. Alanin var oldugu sonucunu elde ettiler. Biz neden bunu bilmiyoruz? Bu tum buyuk gazetelerin bas sayfalarinda, buyuk dergilerin kapaklarinda olmaliydi. CNN haberlerinde olmaliydi. Bu, bilim insanlari icin her seyi degistirir.

(Ceviri: Saffet Guler)
 


14 Aralık 2010 Salı

BULGUR

   Her zaman beyaz pirinç yerine pilav, dolma ve zeytin yağlı yemek yaparken bulgur kullanırım. Sizlerle kısaca faydalarını paylaşmak istedim.


  
Bulgur, Anadolu insanının vazgeçilmez besin maddelerinden biridir. Özellikle kış aylarında bulgur tüketimi daha da artmaktadır. Tıp dünyasında son zamanlarda yapılan araştırmalar da, bu değerli besin maddesinin son derece önemli bir özelliğini daha ortaya çıkardı. Bu önemli özellik ne mi? Hemen söyleyelim: Bulgur, özellikle bağırsaklarda kanser riskini büyük oranda azaltıyor. Bazı kişiler tarafından "köylü yiyeceği" diye nitelendirildiği için sofralardan uzak tutulan bulgur, besin değeri yanında vitaminler açısından da son derece zengin bir gıda maddesi..


Besin değeriGaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Bölümü'nde uzun süredir yürütülen çalışmalarda elde edilen sonuçlara göre; bol miktarda fiber ihtiva eden bulgur, düzenli olarak tüketildiğinde bağırsak kanseri riskini engelliyor. Bulgurun besin değerine gelince; 100 gram bulgur, vücuda yaklaşık 350 kalori verir. Ayrıca 69.8 gram karbonhidrat, 12.5 gram protein, 1.5 gram lipid, 40 miligram kalsiyum, 3.5 miligram demir, 0.40 miligram B1 vitamini, 0.04 miligram B2 vitamini ve 4.3 miligram niacin içermektedir.


Stratejik gıda 4000 yıldan beri besin maddesi olarak kullanılan bulgurun, Dünya Gıda Örgütü'nün açlık sınırındaki ülkelere gönderdiği gıdalar içerisinde yer alması, önemini bir kat daha artırmaktadır. Bizim kıymetini ve önemini pek bilmediğimiz bulgur, dengeli beslenmeden taviz verilmeyen Beyaz Saray mutfağında dahi eksik olmayan emsalsiz bir gıda maddesidir. Bazı ülkelerdeki ordularda radyasyona karşı dayanıklı olduğu için stratejik gıda olarak kabul edilen ve nükleer savaş dönemleri düşünülerek stoklarda tutulan bulgur, kolay hazırlanabilmesi ile de önemli avantaj oluşturuyor.


Anne adayları için faydalı bir yiyecek Bebeğin anne karnında sağlıklı büyümesine büyük katkı sağladığı belirlenen bulgurun hamileler tarafından bol bol tüketilmesi tavsiye ediliyor. Bulgurun folik asit açısından ne kadar zengin olduğunun toplumda yeterince bilinmediğini belirten Gaziantep Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Bayram, anne adaylarının sağlıklı bebek dünyaya getirmeleri için yeterince almak zorunda olduğu bir vitamin türü olan folik asidin, beyin ve omurilik hastalıklarının oluşumunu önleyen (B) grubundan bir vitamin türü olduğunu söyledi.

Doç. Dr. Mustafa Bayram bu konuda şunları dile getirdi:
"Anne adayları, bebeklerini, folik asit yetersizliğinin neden olduğu rahatsızlıklardan korumak için bulgura sofralarında daha çok yer vermeli. Folik asit yetersizliği yaşayan kadınların, anemi, anemiden kaynaklanan yorgunluk, nefes darlığı ve ishal ile kilo kaybı, çarpıntı ve huzursuzluk gibi olumsuzlukları daha sık ve daha yoğun yaşadıkları biliniyor. Anne, bulgur yemekleri yiyerek bebeğini de kendini de bu olumsuzluklardan koruyabilir."


Kıymetini bilmiyoruz Yeşil çay ve ısırgan otu gibi, bizim pek tüketmeye alışkın olmadığımız besinlerin kanser düşmanı olduğu biliniyor. Ama tüketimi ülkemizde çok yaygın olan bulgur var ki o da tam anlamıyla bir kanser düşmanı.Ayrıca bağırsakların düzenli çalışmasını sağlıyor, kabızlığı önlüyor, sinir bozukluklarını gideriyor, zihni dinlendiriyor ve enerji veriyor.

 
 
 
 
__._,_.___

11 Aralık 2010 Cumartesi

Druid Büyücülerinin Haftanın günlerine göre Uygulama seçimleri


Pazartesi: Pazartesi günü kırmızı renkli bir ayakkabı(kadınlar için) büyük şans getirir. Erkeklerin pazartesi günü şans getiren rengi ise yeşildir. Yeşil renkli bir kravat yardımcı olur. Başka kıyafetler de iş görür. Pazartesi gününün şanslı sayısı 3'tür ve sabah kalktığınızda üç kez TOOT RAMİ TOOT derseniz o gün size şans kapıları daha açık olur.

Salı: Salı günü,haftanın en şanssız günlerinden biridir ve genellikle herkesin talihi ters gider. Bugün olabildiğince az risk alın ve şans ile ilgili işlere fazla bulaşmayın. Ama ille de yapacaksanız, salı günün şans getiren rengi SİYAH'tır ve küçük parmağınızın tırnağına küçük bir parça siyah oje sürmek sizi rahatlatır. Salı günü sabah uyandığınızda yedi kez aynaya karşı yüksek sesle DEMİON diye seslenmeniz sizi şans çarklarına biraz daha yaklaştırır.

Çarşamba: Şans kapılarının en yüksek olduğu zamandır ve felek çarşamba günleri çok açık olur. Şans ile ilgili her ne yapacaksanız çarşamba gününü tercih etmeniz iyi olur. Çarşamba günü Turkuaz renkler size yardımcı olur. Mümkünse üzerinizdeki bütün elbise ve takıların rengi Turkuaz olsun. Çarşamba gününün uğurlu sihirsel kelimesi LİNKELİ'dir. Ve dua okur gibi bu kelimeyi tekrar etmeniz bahtınızı açık tutar.

Perşembe: Dikkat edin, Perşembe günleri özellikle kadınlar için çok büyük ödüller vardır. Sanki kadınlara ait bir özel büyü günü imiş gibi bütün her şey onlar için çalışır. O gün, şans ve hayırlı kısmet günüdür. Perşembe günü, gün boyunca toprak rengi kıyafetler giyin. Ayakkabılarınız da aynı renk olsun ya da büyünün daha etkili olmasını istiyorsanız, meşe rengi olan deri ayakkabı giyin. Karartılmış, gümüş rengi takılar da şansınızı arttırır. Özellikle antik desenli takılar takın. Perşembe gününün tılsımlı kelimesi AHMAR'dır ve gün boyunca bu kelimeyi içinizden ekrar edin durun. Şans kapıları size açık kalacaktır.

Cuma: Cuma SU günüdür ve şans kapıları SU ile alakalı yerlere akar. Bu gün suyla fazla haşır neşir olun. Özellikle, deniz, göl, dere gibi yerlerin yakınlarında bulunun. Çok su için, elinizi çok yıkayın. Gün boyu SU ile temasınızı koparmayın. Kıyafetlerinizin rengi de açık olsun. Su rengi, beyaz, beyaza açık sarıya, çok açık maviye yakın renkli elbiseler giyin. Günün tılsımlı kelimesi ABBİR'dir ve gün boyu bu kelimeyi içinizden tekrar edin. Şans kapıları size açık olacaktır.

Cumartesi: İşte ateşin gücünü gösterdiği gün. Bu gün her şey ateş ile alakalıdır. Sizin de ateşe yakın olmanız şansınızı arttıracaktır. Ateş renkli kıyafetler giyin. Kırmızı, sarı tonlarını iç içe kullanın. Pırıl pırıl, dikkat çekici elbiseler ve ateş rengi ayakkabılar giyin. Takılarınızda da aynı renkler olsun. Sabah uyandığınızda üç kibrit çöpünü yakın ve sönene kadar ateşe bakın. Bakarken FEİRİ kelimesini söyleyin. Gün boyu aynı kelimeyi içinizden tekrar edin. Cumartesi günü size özellikle ateşli aşık bulma yolunda büyük şans kapıları açacaktır.

Pazar: Pazar günü, havanın günüdür ve o gün çarkı felek sadece kendine çok yakın olanlara şans kapılarını açar. Ona yakın olmak için, gül kurusu renkleri olan elbiseler giyin. Çok açık yeşil renler de iş görür. Ama, ayakkabılarınız mutlaka beyaz renkli olmalıdır. Ya da ayakkabınızda beyaz renk de olmalıdır. Pazar günü havaya yakın olmak için, açık alanlarda, parklarda, bahçelerde olmaya dikkat edin. Hava ile ne kadar yoğun temas içinde olursanız, şansa o kadar yakın olursunuz. Günün tılsımlı kelimesi ARREO'dur ve gün boyunca bu kelimeyi içinizden tekrar edin.


Benzer konular ve daha fazlası için Kontejyan Maji ve Parapsikoloji akademisini ziyaret edebilirsiniz...

21 Aralık Ay tutulması ve etkileri

  21 Aralık Tam Ay tutulması ülkemiz içinde çok önem taşımaktadır. Bu tutulma halkın kendi içinde gerginliklerini, zarar görülmesini, , sağlık sorunlarını ve en çok da gizli düşmanlıkları tetikleyici etkileri barındırmakta. Plüton’un ve Mars’ın da açık düşmanlıklar alanımızı tetikliyor olması, 2010 yılının son günlerinde ve 2011 yılının ilk yarısında, açık ve gizli düşmanlıklara muhatap kalma olasılığımızın güçlü olduğunu göstermektedir. Uranüs-Plüton arasında gerçekleşecek sert açının 2011 ve 2012 yıllarında etkisinin çok yüksek olacağı bu dönemde, Türkiye açısından dikkatli adımlar atılması gereken, uluslar arası gerginlikleri ve tarafı olunacak bir süreçten geçeceğimizi söyleyebiliriz. Ülkemizin astrolojik haritasının 12. ve 6. Evlerini etkiliyor olması ve gökyüzünde oluşacak T-karenin haritamızın 10. Evini de içine alıyor olması, hükümeti ve geleceği ilgilendiren konularla ilgili streslere, engellenme veya gizli düşmanlıkların, entrikaların içerisinde kalma riskini de gösteriyor. 12. Ev gizlide olanı gösterir ve bu alana denk gelen tutulmalar, gizlide olanın açığa çıkacağına işaret eder. Bu şartlarda, tutulma civarındaki günlerden itibaren ortalığı karıştıracak bilgi ve istihbaratların ortaya çıkması olasıdır. 6. Ev ise, güvenlik güçleriyle, daha özel ifadesiyle olarak ordu ve donanma ile ilişkilidir. Tutulma haritasının Mars ve Plüton derecesinin, Ülke haritamızın 7. Evine düşüyor olması da, uluslar arası alanda giderek yıldızlaşmaya başladığımız fakat Ay tutulması derecesinin, astrolojik haritamızın tam da Ay derecesi üzerine düşüyor olması, halk içinde huzursuzluklara ve kutuplaşma riskine işaret edebilir. Ayrıca, dikkatli olunmaz ise halk ile güvenlik güçleri arasında tatsızlıklar ortaya çıkabilir. Bu yerleşimler, güvenlik güçlerinin terörü bertaraf etmek için daha aktif olacağı bir sürece de işaret edebilir Önemli asteroidlerden biri olan Vesta, Yay burcunda hareket etmektedir, Antares yıldızıyla kavuşumda ve haritanın 10. Evine, Tepe Noktası’na yakın düşmektedir. Bu yerleşim idealde, bu yıl ülkemizin tüm insanlık adına görev üstlenebileceğini, (özelle hükümet’in ) enerjisini tüm insanlığın geleceği adına ortaya koyması gerektiğini göstermektedir. Ülke olarak, geleceğe yönelik hedefler için kendini adama, inandığımız değerler uğrunda yeni yollar ve hedefler belirleme, zamanlarındayız. Umarım şu anki hükümet ve tüm yöneticilerimiz bunun farkına varır ve gerektiği gibi hareket eder.. Bu yerleşim astrolojik olarak, Vesta’nın Antares ile haritamızın Hükümet ve yöneticileri, genel anlamda dışarıdan gözüken gücünü temsil eden alanda kavuşumda olması, büyük başarılara işaret edebilir. Bu yıuldızlaşma ve dikkat çekme sürecinde önemli pozisyon tutan idarecilerimizin dikkat etmesi gereken en önemli nokta, ideal ve inançlarda aşırılığa kaçma ve takıntılı hareket etmektir (Yay burcu temaları). Bir Kraliyet Yıldızı olan Antares’in Vesta ile birleşiyor olması, kendimizi adayacağımız hedeflerimizde fanatik, dikbaşlı, inatçı, ısrarcı veya takıntılı olmamızın büyük yıkıma yol açabileceğine işaret etmektedir. Bu tutulmayla birlikte dünya geri dönülmez bir değişimin içine giriyor.
 Tutulmanın Jüpiter-Uranüs ile irtibat kuruyor olması neticesinde ortaya çıkması muhtemel durumlar: Uluslararası temalarda stres, statükonun sarsılması, yöneticilere karşı isyan, saldırılarDini, hukuki, eğitsel, finansal konularda (bankalar) sarsıntılar, yön değişimleriKutsal kişiler ve yerlerle ilgili streslerProtesto, eylem, grevler, özgürlük ilanlar, Sosyal, kültürel, politik kaos ve kargaşaTabuların kırılması, ahlaki ve etik konularda, taşkınlıklar. Kazalar, patlamalar, kasırgalar, depremlerStresler neticesinde gelen yeni fırsatlar Bilinçte sıçramalar, yeni boyutlara taşıyan ani entelektüel ve kozmolojik ufuklar, Bilinen zaman ve uzay kavramının değişmesi, gelişmesi. Yaratıcılığın zirveleri, keşif ve icatlar, Bilim ve teknolojide çok hızlı gelişmeler daha geniş uzaya yayılma stratejileri, UFO deneyimlerinin sıklaşması.
Klasik Astroloji’de anaretic olarak tanımlanır. Yıkıcı olanı, öldürücü ve ölümcül olanı anlatır. Her burcun son dereceleri, kötücüller olarak tanımlanan Mars ve Satürn’ün term yöneticiliğine denk geldiği için, şanssız, olumsuz ve yıkıcı görülmüştür.

Tutulma Esnasında Etkili Sabit Yıldızlar
Tutulma haritasının gezegen yerleşimlerinin ilişki içerisinde olduğu sabit yıldızlar, önümüzdeki dönemde hangi enerjilerin öne çıkacağı hakkında bilgi vericidirler.
Ay kavuşum Menkalinan: Berbat, rezil, şiddetle ölüm, kendine güven, onur, zevk düşkünü, güneş tutulması ile ilgili deprem tehlikesi.
Ünlü ve aydınlık (ışıldayan, ışık saçan) bir kişinin ölümü.  Nostradamus
Ay kavuşum Betelgeuse: büyük bir servet ve şöhret, özellikle askeri başarı, ancak felaketler, tehlike ve şiddet.  Öte yandan bu yıldız, muhtemelen gökyüzündeki en kutsal ve en çok şans getiren yıldızlardan biridir; çünkü haritada sorunsuz başarı vaat eder.
Ay kavuşum Polaris: Hastalık, sıkıntı, kayıp, acı, ruhsal güçler.  Bu yıldız yol göstericidir. Öte yandan, birçok hastalığa, belaya, servet kaybına, utanca ve büyük acılara yol açar ve genellikle kötü yollardan edinilen miraslara ve vesayete neden olabilir.
Bu tutulma doğal felaketlerle ilişkili gözüküyor. Tutulma esnasında Ay’ın maksimum kuzey deklinasyonunda olması da dikkat çekici. Pek çok deprem haritasında Ay ekvatorun kuzeyinde görülüyor. Bu şartlarda tutulma civarındaki günlerde 5.00 üzeri etkin depremler, volkan patlamaları, fırtına ve sert rüzgarlar, kasırgalar oluşması yüksek ihtimal olarak gözüküyor. 18-27 Aralık arasındaki tarihler en riskli olarak görülüyor

Bu yorum için astrolog sayın Şenay Yangel'e teşekkür ediyorum.

http://www.astrodeha.com/
  

 Ofis : +90 212 583 32 75
 GSM: +90 539 206 1953