1 Aralık 2011 Perşembe

Sirus

GüneşSemboller
Sirius, galaksinin bulunduğu bölgesine güç dağıtan, 'Güneş'in ardındaki spirituel güneş'tir. (Doris Lessing)
Mısır'daki Ra güneşi Sirius güneşini ifade eder. (Ergün Arıkdal)
Işığın, ısının ve yaşamın kaynağı olan Güneş'e tüm uygarlıklarda ilâhî bir nitelik verilmiştir. Güneş ilâhîliğin bütün niteliklerini kendinde toplayan kolektif bir semboldür. Platon onu hayrın ve bilginin sembolü olarak kabul etmiştir. Birçok tradisyonda ilâhî ışığın yeryüzündeki sembolü ateş, göklerdeki sembolü ise Güneş ve her biri birer güneş olan yıldızlardır.
Güneş hemen hemen tüm tradisyonlarda rastlanan bir semboldür.
Güneşin bu denli önemli bir sembol olmasının nedenleri olarak şu görüşler ileri sürülmektedir:
- Çevresine etkide bulunan bir güç kaynağı olan Güneş'in insanın görüş menziline giren en kudretli nesne oluşu.
- Çıkardığı ışıkla karanlıkları aydınlatması, gerçeklerin görülmesini sağlıyor oluşu.
- Biçiminin dairesel oluşu ve gökteki daire oluşu.
- Yeryüzünde yaşamın sürmesi için canlıların muhtaç olduğu doğal bir ışık ve ısı kaynağı oluşu.
- Ezoterik tradisyona ve Teozofik kaynaklara göre, çok eski bir "devre"de yoğun bulut katmanlarından dolayı yeryüzünden görülemeyen Güneş'in ilk kez görüldüğünde insanlarda derin hayranlık duygusu yaratması, bu derin hayranlığın nesillerce unutulamayışı ve Güneş'in insanlığa ilâhîliğin sembolü olarak bildirilmiş oluşu.
Ezoterik kaynaklara göre "doğru yolu benimsemiş bir topluluğa önderlik eden 'Manu' adındaki bir lider, eski bir zamanda Orta Asya'da bu topluluğa ya da inisiyelerine şu konuşmayı yapmıştır: "Atalarınız ilahlarla birlikte yaşıyorlardı. Artık ilahlar nadiren gözükecekler ama, siz insanlara bağlılık nişanını bıraktılar (nişan sözcüğüyle Güneş, kimi kaynaklara göre ise gökkuşağı kastediliyor). Yasalara göre yaşayınız! Size tekrar geleceklerdir. Enkarne olarak geleceklerdir. Ey kadınlar, temiz kalınız! Çünkü gelecek neslin kahramanlarına gebe olacaklar sizlersiniz. (Güneş'i göstererek sözlerine şöyle devam eder:) İşte Ulu Tanrı'nın imajı. Ona doğru ilerlemek gerek." Böylece Güneş aryen ırkının kutsal sembolü ve ilâhîliğin ilk sembolü olmuştur. Dünya'nın daha süptil bir yapıda olduğu çok eski "devre"lerde göğün aşırı derecede bulutlarla kaplı olmasından dolayı Güneş'in insanlarca görülemediği, insanların Güneş ve yıldızları bu bulutların dağılmasından sonra görebilmiş olduğu bilgisini çeşitli halkların mitolojilerindeki efsaneler, de doğrular görünmektedir. Bir Maya metninde o devrin özelliği olarak, "bir çeşit sis "in varlığından söz edilir.
Bu bilginin sembolize edildiği tradisyonlardan şu örnekler verilebilir:
- "Ne Ay ne Güneş varmış, insanlar uçarlarmış, uçanlar ısı verir, ışıklar saçarlarmış."
(Altay Türkleri'nin bir efsanesinden)
- "İnsanoğlu yaşarmış Tanrı nın gök­lerinde, ne suç ne günah varmış insanın köklerinde.
- İhtiyaç duymazlarmış ne Ay ne de Güneş'e, Tanrıyla yaşarlarmış, yokmuş gerek bir eşe." (Kalmuk Türkleri'nin bir efsanesinden)
- "O devirdeki varlıklar şekilsizdi. Konuşmasını biliyorlardı. Daha güneş görünmüyordu." (Maya kutsal kitaplarından Popol-Vuh)
- "Yer henüz aydınlatılmamıştı, ne Güneş ne de Ay vardı"
(Maya kutsal kitaplarından Chilam-Balam)
- İnsanlar Güneş'i görmedikleri bir dönemde ilahlarla doğrudan temas halindeydi.
(Doğu tradisyonlarında hemen hemen anonim olan bir inanış)
- " Nommo'nun gemisi Yer'e konduğunda insanlar ilk kez Güneş'in doğuşuna tanık oldular. Güneş önceden de mevcuttu, fakat Amma onu batıya itmiş olduğundan insanlar onu göremiyorlardı. Güneş doğduktan sonra Sirius yol gösterdi. Güneşimiz ile evlendi." (Dogon tradisyonu)
- Güneş'i fiziksel olarak temsil eden objelere İnkalar'da, Mayalar'da, Eski Mısır'da, Şamanizm'de, Anadolu uygarlıklarında ve diğer birçok tradisyonda rastlanır.
Adı Güneş'in ya da yıldızın doğduğu ülke anlamına gelen Anadolu'nun ortasındaki küçük bir bölgede mevcut olmuş, herhangi bir yazı sistemine sahip olmadığı sanılan Alacahöyük kültürüne ait bir çok metal disk bulunmuştur. Güneşi temsil ettiği sanılan bu disklerin üzerlerinde üç adet haçlı daire, onbir ışın, üçlü hayvanlar (geyik-boğa), iki yaylı spiral, daire gibi başka sembollere de rastlanır. (Alaca­höyük'te bulunan bir disk üzerinde yapılan ölçümler, diskin üç gezegenin Güneş'e olan uzaklıkları esas alınarak yapılmış olduğunu ortaya koymuştur.)
Asya Şamanizminde güneşi temsil eden sembollere bazen şaman giysilerinde ve külahlarında bazen de davulların üzerinde rastlanır. Yakut Şamanizminde güneş bazen şaman giysilerindeki ortası delik dairelerle bazen de metal halkalarla temsil edilir. İnka ve Maya başlıklarında Güneş dairesel biçim verilen tüylerle temsil edilir. Kelt, Hint ve Orta Asya'nın Türk ve Moğol tradisyonlarında Güneş'e dişil bir nitelik verilir. Güneş'e çok önem vermiş uluslardan biri de Türkler 'dır. Proto - Türkler Güneş'e çok önem veren bir ulus olmakla birlikte Güneş'e tapmamışlardır, (Zaten Türk şamanizminde tapınmacılık yoktur.) Günümüzdeki Uygurlar, dualarında "Ey Güneş'i ısıtan Tanrı!" derler. Proto -Türkler'e ait eski tasvirlerde (Tamgalı Say) güneş kimi zaman çift olarak temsil edilir ki, buna bir Hitit kabartmasında da rastlanır.
Güneş'in ışınlar yayar biçimde temsilini Moğollar obalarını ve Çinliler pagodalarını kurarken kullanmışlardır, Çin'deki şehircilik anlayışında halen kullanılan bu güneşsel yayılım tarzını kimileri ley hatları sanatı diye de bilinen feng-shui sanatına bağlar. Güneş ışınlarının yayılımını esas alan geometri Pisagor sembolizminde de önem kazanmıştır. Güneş, inisiyelere de adını vermiştir. Bir çok tradisyonda inisiy elere "Güneş'in Oğulları" (Altay ve Japon tradisyonları), "Işığın Oğulları" (Sabiî tradisyonu), "Doğan Ra Yıldızı'nın Oğulları" (Eski Mısır tradisyonu) gibi adlar verilmiştir.
Tradisyonlarda Güneş'le ya da spirituel güneşle ilişkilendirilen semboller hayvanlardan arslan, kartal, şahin, boğa, çiçeklerden gül, lotus, nergis, metallerden altın, şekillerden dairedir. Merkezinde nokta bulunan daire, Eski Mısır hiyerogliflerinde hem fiziksel güneşin, hem "spirituel güneş »in ideogramı olarak, hem de "ışık" ve "zaman" anlamına gelen bir determinatif işareti olarak kullanılırdı. 
Güneş sembolünün tradisyonlardaki başlıca anlamları şöyle açıklanabilir:
1- Güneş sembolünün tradisyonlarda genellikle Semavi Yönetim'i ve çeşitli fonksiyonlarını simgelemek üzere kullanıldığı görülmektedir. Tradisyonlarda göğe kutsallık verildiği, ateş ve alevin ruhun sembolleri olduğu ve ayrıca küre ve ışık sembolünün anlamları göz önüne alınırsa, dev bir "ateşler" topluluğu olan, gökteki ana ışık kaynağı Güneş'in bu anlama gelmesi doğaldır. Birçok tradisyonda Güneş'in çeşitli adlarla belirtildiği ve çeşitli ilahlarla kişileştirildiği görülmektedir. Örneğin Eski Mısır tradisyonlarında Güneş'i temsil eden ve Güneş'le ilişkilendirilen tek ilah Ra değildir; yerine göre Osiris, Horus, Khepri, Atum, Aton, Thot, Ra-Harakthi (Herakty), Khnum gibi ilahlar da zaman zaman Güneş'i temsil eder veya Güneş'le ilişkilendirilirler. Güneş'in farklı niteliklerle belirtilmesi veya farklı ilahlarla kişileştirilmesi sembolizmlerinde Yüksek İdare Mekanizması 'nın farklı fonksiyonları ifade edilmektedir:
Örneğin, "kaosu ışıklarıyla varlık haline çeviren Güneş" sembolizminde Mekanizma'nın kozmik oluşumlarla ilgili oluşturucu etkinliği, Güneş'in Dünyaya uzanan ve sonu el biçiminde biten ışınlarla temsilinde Mekanizma'nın yeryüzü üzerindeki sevk ve idare fonksiyonu, Güneş'in göğün gözü tarzında belirtilmesi sembolizminde yeryüzündeki hiçbir şeyin Mekanizma'nın gözünden kaçmaması, kalbe doğan ışık tarzındaki sembolizmde Mekanizma'nın sezgi yoluyla beliren etkinliği, ışınlarının hedefini şaşmaz oklar gibi hedeflerine ulaşması sembolizminde Mekanizma'nın tesirlerinin gereken etkileri yaratmada en ufak bir şaşmaya, sürçmeye uğramamaları, Güneş'in süt veren inekle ilişkilendirilmesinde Mekanizma'nın geliştirici ve yetiştirici tesirleri, şahin sembolüyle ilişkilendirilmesinde de İlâhî İrade Yasaları'nın gereklerinin insanda vicdan sesi tarzında belirmesindeki rolü simgelenmektedir.
Kimi tradisyonlarda belirtilen, Güneş'in veya dayanılmaz bir ışık tufanının varlığı yakıp kavurması sembolizminde ise, yerine göre, kimi zaman, belli bir tekamül düzeyindeki bedenli veya bedensiz bir varlığın dört boyutlu âleme veya o âlemin varlıklarına belirli bir dereceden daha fazla yaklaşmasının mümkün olmadığı simgelenmiş, kimi zaman da Mekanizma'nın, varlığa sarsıcı gelmekle birlikte, menfi tortulardan arınmayı sağlayıcı çok güçlü, çok ince vibrasyonlu yüksek tesirleri ve bu tesirlerle arındırmayı sağlaması simgelenmiştir.
Öte yandan, Maya tabletlerinde de görüldüğü gibi, birçok tradisyonda Gü­neş'ten dünyaya ulaşan ışınlar farklı farklı çizgilerle gösterilirler.
Bazı tradisyonlarda iki tür ışın tasvirine rastlanır;
a- Işınlar düz çizgilerle gösterilirler, b- Işınlar dalgalı çizgilerle gösterilirler.
Bu iki tür ışın tasvirine Naga-Maya tabletlerinde bir üçüncüsü de eklenmektedir: W. Niven'in Meksika'da bulduğu bazı tabletlerin her birinde ışınlar hem düz, hem dalgalı, hem de noktalı olarak tasvir edilmiştir. Kimilerine göre bu ışın tasvirlerinde, yeryüzüne gelen ısı ve ışığın yanısıra, "spirituel güneş" kaynaklı, algılayamamakla birlikte doğrudan ve dolaylı olarak etkisi altında kaldığımız esîrî tesirler de simgelenmektedir.
Güneş sembolünün kimi zaman Sirius çiftyıldızını temsil etmek üzere kullanıldığı görülmektedir. Tradisyonlarda kullanılan "süptil güneş", "güneşin ardındaki güneş", "asıl güneş", "çifte güneş" gibi ifadelerden yola çıkan Murry Hope gibi birçok araştırmacı, eski uygarlıkların çoğunda Güneş sembolünün Güneş Sistemimiz'deki Güneş'i değil "spirituel güneş "i ve tezahürü olan Sirius çiftyıldızını temsil ettiği görüşündedir. (Diğer yıldızlar da Güneşimiz gibi ısı ve ışık saçan birer güneştir, fakat onlara uzak oluşumuzdan dolayı ışıklarını pek sönük bir şekilde görmekteyiz.) Bu görüşte olan araştırmacılar Dogon tradisyonundaki "Güneş Sistemi'nin Sirius Sistemi ile evlenişi" sembolizmini Güneş Sistemi'nde Sirius kültürünün başlamasının ifade edilişi olarak yorumlarlar. Bu araştırmacılara göre kanatlı yıldız sembollerinin ortasındaki disk de gezegenimizin çevresinde dolandığı Güneş'i değil, Sirius çiftyıldızını temsil etmektedir. Nitekim bir Hitit kanatlı yıldız sembolünde kanatların ortasındaki yıldız çift olarak tasvir edilmiştir. Bu görüşü destekleyen bir diğer sembol 'skarabe'dh Eski Mısır tradisyonundaki skarabenin yumurtalarını, koyduğu ve itme gücüyle yuvarladığı küre, tohumlarını Sirius Sistemi'nden alan, kozmosda bir güçle yuvarlanıp giden Güneş'i, yani (gezegenleriyle birlikte) Güneş Sistemi'ni simgeler.
Kitapları M.K.Atatürk tarafından okunmuş ünlü Mu araştırmacısı James Churchward'a göre, Güneş sembolü yitik Mu kıtasında Tanrı'nın tekliğini de ifade etmekteydi. Bu amaçla Güneş Mu'nun tektanrılı dininde daire çizimiyle belirtilirdi. Mu'da tek Tanrı'dan "O" diye söz edilirdi. Churchward'a göre bu sembol onbinlerce yıl önce Mu'dan Orta Asya'daki Uygurlar'a taşınmış ve Uygurlar yoluyla Avrupa'ya dek aktarılmıştır. (Proto-Türk kültürü üzerinde çalışan kimi araştırmacılar ortası noktalı daire sembolünün Proto-Türkler'deki adının "oğ" olduğunu bildirmektedirler. Kimilerine göre Oğuz Kağan'ın adı da Oğ boyları anlamına gelmekteydi.)
( NeoSpiritüalist Yaklaşımla, Ezoterik Bilgilerin Işığında Semboller - Alparslan Salt )