24 Şubat 2011 Perşembe

KIZILDERİLİ BURÇLARI

Zodyak Kuşağını eskiden beri tanıyanlar ve gökyüzünün büyülü bilgeliğini yetkin bir şekilde kullananların başında Kızılderililer gelir. Kızılderililer, Zodyak Kuşağını bir Şifa Çemberi olarak tanımlarlar ve insan özgü her türlü problemin bu çember sayesinde çözülebileceğine inanırlardı. Bu Büyülü Çemberin rehberliğinden faydalanarak, yaşamlarına yön verirler, önemli tarihlerini belirlerlerdi. Değişik yaşlarda, değişen enerjilerinin akışını sağlamak ve kendilerini farklı şartlara adapte edebilmek için kendi yaşamlarının doğum-ölüm-yeniden doğum çemberini tanımayı isterlerdi. Onlara göre, her insanın doğduğu tarih Şifa Çemberine giriş noktasını ve madenler-bitkiler-hayvanlar alemine, yani kısacası dünyadaki yaşama katılımını belirlerdi.
Siz de kendi doğum tarihinize göre, kadim Kızılderili bilgeliğinden yararlanabilir, yaşamınıza rehberlik sağlayabilirsiniz.

22 Aralık – 19 Ocak
YABANKAZI
“Bilge, dingin, yardımsever bir lider!”
Uğurlu taşı: Kuvars
Rengi: Beyaz
• Evrenin tüm enerjisini kullanabilme yeteneği
• Sakin, dingin bir kişilik
• Olayları kavrama yeteneği
• Dikkatli, titiz ebeveyn
• Hata yapmamak için çok çalışma
• Arkadaşlık ve dostluk seçiminde çok dikkatli
• Sindirim sisteminde hassasiyet
• Büyük gelişimlere açık
• Morali bozukken çekingen ve içe kapanık
• Lider olma kabiliyeti
• Alışkanlık ve geleneklerine bağlı
• Ev hayatında düzenli ve özenli
• Arkadaşlarını ve çevresini geliştirmeye eğilimli
• Güçlü intikam duygusuna sahip
• Çok sayıda değişik işi ve görevi yürütebilme yeteneği
• Kusursuzluk tutkusu
• İnsanlar ve doğa ile kolayca uyum sağlama
• Dayanıklılık , bazen katılaşma
• Aydınlık ama ulaşılması zor bir kişilik
• Kusursuz bir bilge
20 Ocak – 18 Şubat
SUSAMURU
Uğurlu taşı: Gümüş
Rengi: Gümüş
“Sevimli, canayakın, iletişimi yüksek bir yardımsever!”
• Arkadaşları tarafından sevilen, sayılan bir kişilik
• Duygularını saklamaya meyilli,
• Karşı koyulması zor,
• İştahlı, yemek yemeyi seven
• İyi bir baba, iyi bir eş,
• Akıllı, Cesur
• Esnek ve yardımsever
• Sosyal yardımlaşma konularına eğilimli,
• Güvenilir bir dost,
• Dalgın ve hayalci,
• Uzak ülkelere gitmeye eğilimli,
• İyi bir dert ortağı,
• Hassas noktası; Sinir sistemi
• Affedici,
• Güçlü bir içgüdü ve altıncı his,
• Tehlikeli durumlarda yanlış kararlar almaya eğilimli,
• Kendilerini başkalarının yerine koyabilme kabiliyeti,
• Aşırı korkusuzluk sonucu tehlikeli işler yapabilme,
• Sürekli yeni planlar yapma,
• İlk adımları atarken kararsız,
• Özgürlüğüne düşkün,
• Herkesle dost!
19 Şubat – 20 Mart
PUMA
Uğurlu Taşı: Firuze
Rengi: Mavi – Yeşil
“Kıvrak ve güzel bir duygu yumağı!”
• Kendi alanlarına ve özeline düşkün,
• Duygusal ama duygularını göstermeyen,
• Zor güvenen ve ihtiyatlı,
• Ruhsal bir avcı,
• Evine düşkün,
• Yalnızlık duygusu güçlü,
• Sezgileri yüksek,
• Kıvrak zekalı,
• Doğru olanı yaptıkları konusunda güvenceye ihtiyaç duyan,
• Sevecen, neşeli bir ebeveyn,
• Hareketli,
• Duyarlı,
• Uysal,
• Akıl almaz bir düşgücü,
• Hassas nokta: Mide – Bağırsak,
• Köşeye sıkıştıklarında kavgacı ve atik,
• Güvendiklerine tüm yüreği ile sevgi gösterme,
• Anlaşılması zor, gizemli,
• Güçlü sezgiler,
• Duyguları baskı altında tutma eğilimi,
• Atik bir ruhsal koşucu,
• Başkalarının göremediğini gören,
• Romantik.
21 Mart – 19 Nisan
ALADOĞAN
Uğurlu Taşı: Opalin
Rengi: Sarı
“ Görkemli ve büyüleyici bir iyilik sembolü!”

• Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji,
• Daldan dala atlayan,
• Hızlı gelişme, değişme kapasitesi,
• Düşünce ve duygularında çok açık,
• Açıksözlü ama bazen patavatsız,
• Yalana ve yalancılığa tahammülü olmayan,
• Korkusuz,
• İleri görüşlü,
• Kızgın olduklarında saldırgan ve çok tehlikeli,
• Bağımsız,
• Kolayca dikkati dağılan,
• Enerjilerini yönlendirmeye başaranlar için iyi bir yönetici,
• Sağlam bünyeli,
• Hassas Nokta; Baş bölgesi, sık baş ağrısı,
• Herkesle anlaşan,
• Doyumsuz bir güç ve enerji isteği,
• Yeryüzü işlerine aşırı eğilim,
• Dost ve adil bir ebeveyn,
• Çoşkulu,
• Heyecanlı,
• Arkadaş yanlısı, geniş bir çevre,
• İletişim gücü yüksek,
• Pırıltılı,
• Etkileyici,
• Hayır demesi zor!
20 Nisan – 20 Mayıs
KUNDUZ
Uğurlu taşı: Krisokol
Rengi: Mavi
“Herkese yaşam gücü ve tadı veren denge merkezleri!”
• Dengeli, ağırbaşlı,
• Değişimi sevmeyen,
• Planlı,
• Eşyalarına düşkün,
• Bir işi yaptığı zaman hem güzel hem yararlı olmasına çalışan,
• Fiziksel olarak çok güçlü,
• Sürekli barışı arayan ve barış ortamlarını tercih eden,
• Toprağa, köke bağlı önem veren,
• El becerileri yüksek,
• Her türlü fiziksel ortama uyum sağlayan,
• Kendi rahatı ve huzuru için çevreyi düzenleyen,
• Tek boyutlu düşünceye kolayca kayabilen,
• Sessiz, sakin,
• Güven duymadıkları zaman geride kalıp dinleyen,
• Sinirlenince yıkıcı,
• Suyla ilgilenmekten hoşlanan,
• İşleri sürtüşmesiz, uyumlu hale getirmeyi başaran,
• Maddi alanda güvenceyi seven,
• Evliliği ciddiye alan ve eşine sadık olan,
• Tutarlı ve dengeli ilişkileri tercih eden,
• İç huzura önem veren,
• Kararlı ve dirençli ama bir o kadar da tehlikeli!
21 Mayıs – 20 Haziran
GEYİK
Uğurlu taşı: Akik
Rengi: Beyaz – Yeşil
“Çekici, hareketli, duyarlı bir şifacı!”
• Hareketi seven,
• Aynı anda birkaç işi yapabilen,
• Durmadan bir düşünceden ötekisine geçen,
• Çok uyanık ve zeki,
• Koruma içgüdüsü fazlası ile gelişmiş,
• Güzel olan her şeyi seven,
• İlişkilerinde fiziksel görünüme önem veren,
• Sanatçı kişilikli,
• Yeni buluşlara meraklı,
• Yeni tatlar, yeni yerler görmeyi seven, maceracı,
• Gülmeyi seven bir kahkaha makinesi,
• Monogamist ilişkilere yatkın olmayan,
• Sevgi dolu bir ana-baba,
• En küçük işte bile güzellik yaratabilen,
• Hassas nokta: Damar tıkanıklıkları,
• Kalıcı ilişkileri olması gereken,
• Sevinmeyi ve sevinç duygusunu çok önemseyen,
• Yaratıcı,
• Konuşkan,
• Dünyanın tüm güzelliklerini görebilen,
• Duyarlı,
• Keyif almayı bilen,
• Maceracı!
21 Haziran – 22 Temmuz
AĞAÇKAKAN
Uğurlu Taşı: Kırmızı Akik
Rengi: Pembe
“Aile ortamlarının ve sevginin vazgeçilmez merkezi!”
• Gizemli yetenekleri olan,
• Dengeli ortam ve dengeli durumları tercih eden,
• Olayların iç yüzünü kolayca kavrayan,
• Korunaklı yuvalar isteyen,
• Muhakkak sevdikleri bir eşe ihtiyaç duyan,
• Düzenli, iyi ilişkiler kuran,
• Çok hırslı,
• Anaç, evcimen,
• Sevmeyi ve sevilmeyi çok önemseyen,
• Yardımsever,
• Dinsel ve mistik eğilimleri olan,
• Uzak çevreye kadar herkesle ilişki içerisinde olan,
• Uyumlu,
• Güven duygusuna önem veren,
• Çabuk korkan,
• Milliyetçilik duyguları güçlü olan,
• Maddi güvence olmayınca mutsuz olan,
• Hassas Nokta; İç hastalıkları,
• Yaşamda her zaman ruhsal bir amaç arayan,
• Huzursuz olunca hastalanma eğilimine sahip,
• Sağlam ve güvenilir bir dost!
23 Temmuz – 22 Ağustos
MERSİNBALIĞI
Uğurlu Taşı: Gröna Demir
Rengi: Kırmızı
“Gösterişli, bağımsız, sevilen, keskin görüşlü bir fırtına!”
• Soylu, görkemli düşünmeyi seven,
• Dost ama alaycı,
• Gerçek duygularını saklayan,
• Hassas nokta; Soğuk algınlığı, boğaz ağrısı, hazımsızlık,
• Çok cesur,
• Başkalarının kendilerine verdiği acıyı unutmayan,
• Başkalarına duygusal çözümler sağlamayı seven,
• Liderlik duyguları çok güçlü,
• Egemenlik kurmayı seven,
• Bazen kibirli,
• Çok zeki, uyanık ve hareketli,
• Çocuklarına karşı korumacı,
• Tükenmez bir güç kaynağı ve ruhsal derinlik,
• Çok sağlam bir korunma zırhı,
• Okumaya meraklı,
• Haksever, iyi niyetli bir yönetici,
• Hırçın davranışların altında yumuşak ve kırılgan bir yürek,
• Acılarını, dertlerini asla göstermeyen,
• Psikolojik ve fiziksel sıkıntıları kolayca çözümleyebilme yeteneği,
• Başka insanların üzerinde güçlü etkiler yaratan,
• Beklenmedik, hesapsız öfke patlamaları olan,
• İyi yürekli, duyarlı kişiler!
23 Ağustos – 22 Eylül
BOZAYI
Uğurlu Taşı: Ametist
Rengi: Erguvan
“Çözümlemeci ve mantıklı düşünme yeteneği olan bir organizatör!”
• Mantıklı,
• Adalet duygusu güçlü olan,
• Yalana karşı hassas ve hemen hisseden,
• Öfkesini soğukkanlı ve hesaplı bir şekilde gösteren,
• Konuşmayı seven,
• Aynı zamanda uzun süre suskun kalabilen,
• Korkutucu bir düşman,
• Somut aleme ve lükse meraklı,
• Akıllarına koydukları zor, kolay her şeyi yapabilen,
• Sorumluluk duygusu çok güçlü,
• Sinirli ama sevecen bir ana-baba,
• Temiz, titiz,
• Disiplinli ve düzenli,
• Uyumlu ama çekingen,
• Aldatılmaya tahammülü olmayan,
• Sorunları kolayca çözebilen,
• Zayıf olan herşeyi küçümseyen,
• Ruhsal gelişim konusunda desteğe ihtiyaç duyan,
• Yemeğe düşkün ama rejimi de seven,
• Hekimlik, yönetim ve savunma konularına meyilli,
• Hassas Nokta; Mide, bağırsak ve kalp,
• Tasarıları ve düşüncelerinin bozulmasına asla izin vermeyen,
• Dürüst ve etkin bir kişiklik!
23 Eylül – 23 Ekim
KARGA
Uğurlu Taşı: Jasper
Rengi: Kahverengi
“Özveri, nezaket ve kararlılığın mükemmel bir bileşimi!”
• Yardımsever,
• Doğa ile ilişkide olmayı seven,
• Ani, beklenmedik manevralar yapabilen,
• İç dengeleri bozulmazsa uzun süre çalışabilen,
• Ruhsal alanda çok rahat olan,
• Hayattan zevk almayı bilen,
• Küçük şeylerden mutlu olan,
• Her şeyin iyi ve kötü yanını kolayca görebilen,
• Çelişkili,
• Her türlü düşünce ve akımı izleyip öğrenmek isteyen,
• Sevdiklerine karşı aşırı korumacı hatta yıkıcı,
• Kendilerini bulmak için zamana ihtiyaç duyan,
• Hayvanlara düşkün,
• Evine özenen, zevkli, dekorasyona meraklı,
• Güzel şeyleri seven,
• Estetiğe düşkün,
• Kendilerini bulmakta bazen zorluk çeken,
• Çok sevimli,
• Çok fedakar bir ebeveyn,
• Kucaklanmayı ve öpücüğü seven,
• Güven vermeyi ve güven kazanmayı seven ve kolayca öğrenen,
• Hayatı dolaysız ve yoğun yaşayan,
• Güzel ve yakışıklı insanlardır!
24 Ekim – 21 Kasım
YILAN
Uğurlu taşı: Bakır – Malahit
Rengi: Turuncu
“Ruhsal güçleri çok yüksek duyarlı insanlar!”
• Ruhsal seslere karşı duyarlı
• Uğraştıkları işte başarılı,
• Kendi söylediklerini benimseten,
• İlişki kurdukları şeyleri dönüştürme yeteneği,
• Tükenmez bir enerji,
• İyileştirici güçlere sahip,
• Hassas Nokta: Karın ağrısı,
• Çevrelerine yardımcı olma yeteneği,
• Bazen dar kafalı,
• Karar verme aşamasında yardım almayı sevmeyen,
• Aydın bir kişiliğe sahip,
• Çatal dilli,
• Soğukkanlı,
• Çok gizemli,
• Ketum,
• Kusursuz ,
• Etrafa kolayca uyum sağlayan,
• Çocuklarına yetki vermeyi seven,
• Kendi özlerini değiştirebilme gücü,
• Saklı işler çevirmeyi seven,
• Çok çekici,
• Dokunma ve titreşimlere olağanüstü duyarlı,
• Farklı bir kişilik!
22 Kasım – 21 Aralık
WAPİTİ
Uğurlu Taşı: Obsidiyen
Rengi: Siyah
“Yeniden doğan veya yeniden doğurabilecek bir güç simgesi!”
• Parlak, saydam yapılı bir kişilik,
• Sık sık ikilem yaşayan,
• Yaşamları boyunca bıçak sırtında yürüyen,
• Dış etkilerden gerçek özleri çıkarmayı çok iyi beceren,
• Yumuşak ama güçlü bir yapıya sahip,
• Çevrelerine karşı antiseptik bir etkiye sahip olan,
• Çok güçlü bir adalet duygusuna sahip,
• Güçlü içgüdüleri olan,
• Ruhsal düğümleri kolayca çözebilen,
• Yükseklere tırmanmayı başarabilen,
• Sağlam içgüdüleri olan,
• Yakın ilişki kurmaktan çekinen,
• Sıcak kalpli, sevgi dolu olabilen,
• Fikirlerinden asla caymayan, kendi bildiğini okuyan,
• Bazen aşırı cesur,
• Erkenden olgunlaşan,
• Çabuk öğrenen,
• Öfke nöbetleri geçirebilen,
• Kazandıkları bilgileri herkesle paylaşan,
• Gururlu,

Mega-Update: Fourth video of UFO over Jerusalem!

20 Şubat 2011 Pazar

Radiohead - Lotus Flower

Carlos Barrios ve Aralık 2012


Carlos Barrios, Maya büyüğü ve Kartal Klanının Ajq’ij’sidir (seremoni rahibi ve ruhsal rehber). Carlos ortalarda dolanan farklı Maya takvimleri ile ilgili bir araştırma başlattı. Bilgi kapsamını genişletmek için kardeşi Gerardo ile birlikte birçok öğretmenlerle çalıştı ve yaklaşık 600 geleneksel Maya büyüğü ile görüşmeler yaptı.

Carlos Maya hiyerogliflerinin, eski taş yazılarının, ‘Chilam Balam’ Kutsal Kitaplarının ve çeşitli kadim metinlerin birçok çelişkili yorumlarının bulunduğunu çabucak keşfetti. Carlos karışıklığa katkıda bulunabilecek olanlar için bazı güçlü sözler buldu:

Carlos Barrios: “Antropologlar tapınak sitelerini ziyaret ediyor ve kitabeleri okuyorlar ve Maya hakkında hikayeler uyduruyorlar, ama işaretleri doğru okumuyorlar. Bu sadece onların hayal gücü. Diğer insanlar Maya adına kehanetler yazıyorlar. Dünya’nın Aralık 2012’de sona ereceğini söylüyorlar. Maya büyükleri buna kızgınlar. Dünya sona ermeyecek. Dünya dönüşecek.”

“Artık Dördüncü Güneş Dünyasında değiliz, ama henüz Beşinci Güneş Dünyasında da değiliz. Bu ara zamandır, geçiş zamanıdır. Geçişte ilerlerken çevresel yıkım, sosyal kaos, savaş ve süregiden Yerküre Değişimlerinin çok büyük, küresel yakınsaması (kümelenmesi) var.”

“İnsanlık devam edecek, ama farklı şekilde. Maddi yapılar değişecek. Daha fazla insan olma fırsatına sahip olacağız. Maya takvimlerinin ve kehanetlerinin en önemli zamanında yaşıyoruz. Dünya’nın tüm kehanetleri, tüm gelenekler şimdi birbirine yaklaşıyor. Oyunlar için zaman yok. Bu çağın spiritüel ideali eylemdir.”

“Yerliler takvimlere sahip ve takvimleri doğru şekilde yorumlamayı biliyorlar – başkaları değil. Zamanı, mevsimleri ve döngüleri kapsayan Maya Takvimleri engin ve karmaşık olduğunu kanıtladı. Mayalar, Tzolk’in veya Cholq’ij gibi 17 farklı takvim olduğunu anlıyor, bunların bazıları zamanı on milyon yıl sürede doğru olarak gösteriyor.

“Her şey Maya takvimlerinin matematiksel döngüleriyle öngörüldü. – O değişecek – her şey değişecek. Maya Gündüz – koruyucular 21 Aralık 2012 tarihini yeniden doğuş, Beşinci Güneş Dünyasının başlangıcı olarak görüyor. Bu tarih galaktik ekvatordan geçen solar meridyen ve Dünya’nın kendisini galaksinin merkeziyle hizalamasıyla belirtilen ve ondan kaynaklanan yeni bir çağın başlangıcı olacak.”

“21 Aralık 2012 gündoğumunda, 26,000 yıldır ilk defa Güneş Samanyolu’nun arakesitiyle ve ekliptik plan ile birleşmek için yükseliyor. Kozmik haç, Kutsal Ağacın, Yaşam Ağacının bedenlenmesi olarak düşünülür, dünyanın tüm spiritüel geleneklerinde hatırlanan ağaç.”

Bazı gözlemciler 2012’deki galaksinin kalbiyle bu hizalanmanın, kozmik enerjinin Dünya’ya akması, Dünya’yı ve üzerindeki her şeyi temizlemesi için bir kanal açacağını ve her şeyi daha yüksek bir titreşim seviyesine yükselteceğini söylüyor. Carlos bize hatırlatıyor: “Bu işlem zaten başladı. Değişim şimdi hızlanıyor ve hızlanmaya devam edecek.”

Eğer Dünya’nın insanları 2012 tarihine Dünya’nın çok fazlasını tahrip etmeden iyi bir şekilde ulaşabilirse, yeni, yüksek bir seviyeye yükseleceğiz. Ama oraya varmak için yolu bloke etmeyi isteyen son derece güçlü kuvvetleri dönüştürmek zorundayız.”

2012 yılı Kış Gündönümünde belirtilen tarih dünyanın sonunu işaret etmiyor. Maya takvimi hakkında yazan birçok Maya olmayan insan bu tarihi heyecan verici hale sokuyor, ama onlar bilmiyorlar. Bilenler, geleneği sürdürmekle görevli olan yerli büyüklerdir.

Carlos anlatıyor: “Şu anda ekonomi bir kurmaca, hayal ürünü. Ağustos 1987’den Ağustos 1992’ye dek geçişin ilk beş yıllık kısmı, maddi dünyanın yıkılmasının başlangıcıydı. Şimdiye dek geçişe on yıl daha derin ilerledik ve finansal istikrar kaynakları adı verilen şeylerin çoğu gerçekte boştur, çökmüştür. Bankalar güçsüzler. Bu onlar için hassas bir an. Eğer dikkat etmezsek, küresel olarak çökebilirler. Şimdi, insanlar dikkat ediyor.”

Kuzey ve Güney Kutupları dağılıyor. Okyanuslardaki su seviyesi yükselecek. Ama aynı zamanda okyanusta, özellikle Küba yakınında kara yükselecek. Carlos, Guatemala’daki en son Maya Yeni Yıl seremonileri hakkında bir hikaye anlatıyor. Tüm yıl boyunca ıssız bir dağ mağarasında yaşayan saygı duyulan bir büyüğün seremonideki insanlarla konuşmak için Chichicastenango’ya yolculuk yaptığını söyledi. Maya büyüğü basit, direkt bir mesaj aktardı. Yaşamı ve ışığı desteklemede insanların bir araya gelmeleri çağrısını yaptı.

“Tam şimdi her insan ve her grup kendi yolunda gidiyor. Dağların büyüğü dedi ki, ‘ışığın insanları bir araya gelebilirse ve bir şekilde birleşebilirse umut vardır. Kutupluluk dünyasında yaşıyoruz – gece ve gündüz, erkek ve kadın, pozitif ve negatif. Işık ve karanlığın birbirlerine ihtiyacı vardır. Bunlar dengedir.”

“Şu anda karanlık taraf çok kuvvetli ve ne istedikleri hakkında çok berraklar. Berrak şekilde taşıdıkları kendi vizyonları ve kendi öncelikleri ve de kendi hiyerarşileri var. 2012’de Beşinci Dünyaya bağlanamamamız için birçok şekillerde çalışıyorlar.”

“Işık tarafında, herkes en önemli olduklarını düşünüyor, kendi anlayışlarının veya kendi gruplarının anlayışlarının anahtar olduğunu düşünüyor. Kültürlerin ve fikirlerin çeşitliliği var, bir rekabet, dağılma var ve tek bir odak yok.”

Carlos karanlık tarafın yalanlama, reddetme ve materyalizm vasıtasıyla birliği engellemek için çalıştığına inanıyor. Ayrıca Dünya’yı daha yüksek seviyeye taşımak için ışık ile çalışanları yok etmek için çalışıyorlar. Eskinin, düşüş halinde olan Dördüncü Dünyanın, materyalizmin enerjisini seviyorlar. Onun değişmesini istemiyorlar. Birliği istemiyorlar. Bu seviyede kalmak istiyorlar ve sonraki seviyeden korkuyorlar.

Düşüşte olan Dördüncü Dünyanın karanlık gücü yok edilemez veya boyun eğdirilemez. O çok kuvvetli, bu yanlış strateji olur. Karanlık sadece, sadelik, samimiyet ve açık kalplilik ile karşılaştığında dönüştürülebilir. Bu, birliğe götüren şeydir, Beşinci Güneş Dünyasının anahtar kavramıdır.

Carlos Beşinci Güneşin ortaya çıkan çağının çok fazla göz ardı edilen bir elemente dikkati çekeceğini söyledi. Geçmişte çeşitli devirlerde Toprak, Hava, Ateş ve Su dört geleneksel elementi baskın iken, Beşinci Güneş zamanında hesaba katılacak olan beşinci bir element olacaktır – bu element ‘ETER’dir.

Sözlük Eteri, “tüm uzayı işgal ettiği varsayılan kuramsal bir madde” olarak tanımlıyor, uzayda elektromanyetik radyasyonun yayılmasını açıkladığı düşünülüyor. Belki “uzay arasındaki uzay” olarak tanımlanabilir. Güneş sistemimizden (Güneş) ve galaksimizden (Samanyolu) gelen yüklü parçacıkların hizalanması olarak tezahür edebileceğini ileri sürüyorum. Eter elementi spiritüel enerjiyi temsil eder.

“Beşinci Güneşin elementi gökseldir. Eter bağlamında, kutuplulukların bir araya gelmesi olabilir. İnsanlarda artık karanlık veya ışık olmaması, yükselmiş bir birlik olması. Ama tam şimdi karanlık alemi bununla ilgilenmiyor. Onu engellemek için organize oluyorlar. 2012’deki hizalanmaya hazır olmamamız için Dünya’nın ve onun çevresinin dengesini bozmak istiyorlar.”

“Barış için ve diğer tarafla denge için birlikte çalışmalıyız. Bizi besleyen ve bize barınak sağlayan Dünya’ya özen göstermeliyiz. Diğer tarafa karşı koymak ve yaşamı korumak için birliği devam ettirmeye tüm zihnimizi ve kalbimizi koymalıyız.”

“Huzursuzuz – artık oyun oynayamayız. Gezegenimiz yenilenebilir veya mahvedilebilir. Şimdi uyanma ve harekete geçme zamanıdır. Herkese ihtiyaç vardır. Nedensiz yere burada değilsiniz. Şu anda burada bulunan herkesin önemli bir amacı var. Bu zor ama özel bir zaman. Büyüme fırsatımız var, ama tarihteki bu an için hazır olmalıyız.”

Carlos anlatıyor: “Kehanet edilen değişimler gerçekleşecek, ama bizim tutumumuz ve eylemlerimiz bu değişimlerin ne kadar şiddetli veya ılımlı olacağını belirler. Eyleme geçmeliyiz, değişiklikler yapmalıyız ve bizi temsil etmeleri için Dünya’ya saygı duymak için politik eylemleri yapacak olan ve bizi anlayacak olan insanları seçmeliyiz”

“Meditasyon ve spiritüel uygulamalar iyidir, ama eylem de gereklidir. Kim olduğunuz ve ayrıca Dünya ile ilişkiniz hakkında berrak olmak çok önemlidir. Kendi geleneğinize ve yüreğinizin çağrısına göre kendinizi geliştirin. Ama farklılıklara saygı göstermeyi hatırlayın ve birlik için mücadele edin. Bilgece yeyin – çok fazla yiyecek hem süptil hem de kaba bedende bozulmaya neden olur. Bedeninize aldığınız şeylere dikkat edin. Besinleri korumayı ve enerjiyi muhafaza etmeyi öğrenin. Bazı iyi nefes teknikleri öğrenin, nefesinizin üstadı olun. Berrak olun. Büyük kökleri olan bir geleneği takip edin. Hangi gelenek olduğu önemli değil, kalbiniz size bunu söyler, ama büyük kökleri olmalı.”

“Bir enerji dünyasında yaşıyoruz. Bu zamanda önemli bir görev herkesin ve her şeyin enerjisini hissetmek veya görmektir - insanlar, bitkiler, hayvanlar. Beşinci Güneş Dünyasına yakınlaştıkça, bu gittikçe önemli oluyor, çünkü Beşinci Güneş Dünyası “eter” elementi ile ilişkilidir – enerjinin yaşadığı alem. Barış için dua etmek için Dünya’nın kutsal yerlerine gidin ve bize yiyecek, giyecek ve barınak sağlayan Dünya’ya saygı gösterin. Bu kutsal yerlerin enerjisini yeniden aktive etmeliyiz. Bu bizim işimiz.”

Basit ama etkili bir dua tekniği beyaz veya süt mavisi renkli mumlar yakmaktır. Barış içinde olan bir anı düşünün. Niyetinizi aleve söyleyin ve mumun ışığını savaş veya barış yapma gücüne sahip olan liderlere gönderin.”

Carlos bunun insanlık ve Dünya için kritik biçimde önemli bir an olduğunu hatırlatıyor. Her insan önemlidir.

Carlos, geleneği almak üzere diğer ırkların Maya dünyasına gelebilmeleri için büyüklerin kapıları açtığını söyledi. “Maya, başka renklerin, başka ırkların ve başka spiritüel sistemlerin bulunduğunu uzun süredir takdir etmekte ve saygı duymaktadır. Maya dünyasının kaderinin, tüm dünyanın kaderiyle bağlantılı olduğunu biliyorlar.”

“En büyük bilgelik basitliktedir. Sevgi, saygı, hoşgörü, paylaşma, minnettarlık, bağışlama. Bu karmaşık veya ayrıntılı değildir. Gerçek bilgi bedelsizdir. DNA’nıza kodlanmıştır. Tüm gereksiniminiz içinizde. Büyük öğretmenler bunu en başından beri söylediler. Kalbinizi bulun, yolunuzu bulursunuz.

(Çeviri: Saffet Güler)































































14 Şubat 2011 Pazartesi

Kuantum nedir?

Kuantum fizikçiler evrendeki tüm parçaların birbiriyle bağlı ve etkileşim halinde olduklarını keşfettiler. Bu bilimin tüm olanın bir ve birbiriyle bağlı olduğunu görmesi anlamında eşsiz güzellikte bir adımdı. Bilim kuantum fiziğiyle birlikte katı ve tek boyutlu bakış açısının ötesine; evreni, varoluşu tek ve katı bir pencereden izlemenin ötesine genişlemeye başladı.
Evrende var olan her şey ve bedenimiz atomlardan oluşuyor. Ve atomlar boşluk içinde dönen elektronlar ve protonlardan… Aslında zihnin sınırlamalarının ötesinde sonsuz bir boşluk içindeyiz diyebiliriz. Ancak kuantum fizikçilerin gözlemleri bu boşluğun anladığımız anlamıyla boş olmadığını gösterdi. Kuantum fizikçiler atom altı parçacıkları gözlemlemeye başladıklarında, içinde çok sayıda potansiyeli barındıran saf bir enerji alanına ulaştılar. Bu alandaki saf enerji fizik kanunlarından ve maddeden farklı hareket ediyordu. Bu enerjinin kaynağı bilinmiyordu, hep var olmuş ve hep var olacak, sonsuz ve ebedi olan saf enerji kaynağı… Zaman ve fiziksel bir form içinde her bir parça ayrı olarak algılansa da, bunun bir algıdan ibaret olduğunu, parçaların birbiriyle etkileşim içinde olduklarını ve bağlı olduğunu kuantum fiziği dünyaya sundu.
Bu kişisel olarak bizler için ne anlama geliyor?
Her parça birbiriyle ilişkilidir… Her insan bir diğeriyle bağlıdır… Düşüncelerimiz bir titreşim taşır. Düşünceler yaşama doğduğumuz andan itibaren yüklenmiş olduğumuz inanç kalıplarımızdır. Ve inanç kalıplarımız yaşamı nasıl algıladığımızı belirler. Örneğin yaşamın zor olduğu inanç kalıbını taşıyan bir kişinin düşünceleri bunu yansıtır. Bu düşüncelerini gün içinde kelimelere dökerek ifade eder. Düşüncelerin titreşimi kelimelerle ifade edildikçe güçlenir, ne kadar çok sıklıkta kelimeler yaşamın zor olduğu inancı etrafında dönerse o oranda bu inanç kalıbı güçlenecektir. Ve bu inanç bir titreşim, bir frekans, bir kod taşımaktadır. Ve ALAN denilen bu saf enerjiye bu kişi tarafından adeta bir radyo istasyonundan yayılan sinyaller gibi gönderilecektir. Fizik kanunlarından ve maddeden farklı hareket eden enerji kaynağı olan bu BOŞLUK/ALAN, kişinin bu inancını ona geri yansıtacaktır. Ve kuantum fizikçilerinin de gözlemleri neticesi ortaya koydukları gibi bu alan çok sayıda potansiyeli içermektedir. Yaşamın zor olduğu inancını sürekli ALAN a yayınlayan bu kişiye, ALANDAN bir çok deneyimde yaşamın zorlu olduğu inancının yansıması geri dönecektir. Zorlu ve çatışma halinde ilişkiler (iş, eş, aile, arkadaş ilişkileri), zorlu yaşam koşulları; tatmin etmeyen ücretlerle çalışılan iş ortamları, yaşamın günlük rutininde devam eden süreçlerin kolay yollardan yürümesi yerine sürekli karşılaşılan zorluklar, bu iş oldu noktalarında tıkanan enerjiler vb. örnekleri her birimiz kendi hayatımızdan çoğaltabiliriz.
Bizler bilsek de bilmesek de, farkında olsak da olmasak da, her birimiz bu alandaki saf enerjiyi kullanırız. Ve bu alandaki enerjiyi kullanmadığımız bir an bile yoktur. Tüm düşüncelerimiz, bu alana yayılmakta ve bizlere deneyimler olarak geri dönmektedir. Ve bizler sanki yaşamın karşısında bir yaprak gibi savrulduğumuzu sanırız. Değiştirme ya da yenilenme gücü olmaksızın yaşamlarımızı tatsız ve keyifsiz bir şekilde belki de sürmek zorundayız sanırız. Ve bir de bilinçaltımızdan yansıyanlar vardır, bilinçli halimizle olan biteni takip etmekte zorlandığımızı hissederken, bilinçaltına hiç ulaşamayacağımızı sanırız.
Ve bu alan bize neye inanıyorsak onu yansıtır! Yaşamım dediğimiz şeye bir bakalım, peki ya kuantum mekaniğinin bize sunduğu doğruysa, öyleyse şöyle bir sonuç çıkıyor ortaya… Ben yaşamı nasıl algılıyorsam, bunu bir radyo istasyonu gibi yayıyorum, yaymış olduğum bu titreşimler ebedi ve ezeli olan bu saf enerji alanına ulaşıyor, ve bana yaşam deneyimleri olarak geri dönüyor. Öyleyse çevremde varolan herkes aslında yaşamı nasıl algılıyorsam bana onu yansıtıyorlar. Bu durumda ben yaşamı algılayış şeklimi değiştirmek suretiyle yaşamımı değiştirebilir miyim?
Bu sorunun cevabı evettir… şüphesiz evet… İnsanlık olarak bizler, bilincimizin genişlemesi neticesinde varoluşun çok boyutluluğuna açılırken, bu bilinci kucaklamalı ve yaşamımız üzerindeki sorumluluğumuzu almalıyız. Belki siz çevrenizdeki kişiler, olaylar… tarafından kurban olduğunuzu düşünüyor, ve kendinizi başkalarının yaşamını yaşayan, kendisi için hiç var olmamış bir kurban hissediyorsunuz. Ve onlar değişmedikçe yaşamınızın da asla değişmeyeceğini düşünüyorsunuz. Görmemiz gereken dış dünya ve iç dünyamız olarak algıladıklarımızın bir olduğudur. Ve bu noktada başlangıç noktası daima sizsinizdir. Siz değişirseniz dünya değişir, siz değişmezseniz, her şey olduğu gibi kalır… Artık yaşamınızı bu haliyle yaşamaktan bıktıysanız, ilişki çatışmalarından bıktıysanız, parasal sıkıntılardan bıktıysanız, tutkularınızı hayata geçirememekten bıktıysanız, kuantum düşünce size algılarınızı değiştirme, ve dolayısıyla yaşamınızı değiştirme yolunda hizmet sunabilir. Bir kez yarattığınız etkilerin ve size geri dönüşümlerinin farkına vardığınızda, ve yarattığınız her etkinin sorumluluğunu aldığınızda, saf enerji alanını bilinçli kullanmayı öğrenmeye başlarsınız. Şimdiye kadar hayatınızın gözleri bağlı araba kullanmak gibi olduğunu düşünün. Araba kullanmanın heyecanını yaşıyorsunuz, gitmek istediğiniz yere, ee biraz zor da olsa, (arabayı sağa sola çarpa çarpa) yine bir şekilde varıyorsunuz (belki vardığınız noktada o kadar yara almış oluyorsunuz ki bunu neden istediğinizi sorgular haldesiniz J ).
Yarattığınız etkiyi bilmek ve bilinçli farkındalıkla saf alanı kullanmak ise gözleri açık araba kullanmak gibidir. Nereye gittiğinizi görürsünüz! Bu çok çok önemlidir, nereye gittiğinizi görmek… Bu farkındalıktır… Farkındalık yaşamı görmenizi sağlar, yaşamın güzelliklerini görmenizi ve deneyimleyebilmenizi, bilinçli seçimlerle yaşamınızı sürdürebilmenizi…
Ve basittir, algılarınızı değiştirirsiniz, yaşamınız değişir…
Şimdiye kadar gerçeklik olarak sıkı sıkı tutunduğunuz şeylerin kendi algılarınızdan ibaret oluşturduğunuz bir dünya olduğunu fark ettiğinizde, avuçlarınızı açmaya başlarsınız. Sıkı sıkıya korkularla, duygusal bağımlılıklarla tutunduğunuz tüm o şeyleri bırakmaya başlarsınız. Yaşamınız olarak algıladığınız gerçekliği sürdürebilmek için sarf ettiğiniz tüm kontrol çabalarını bırakmaya başlarsınız.
Seçimlerin yaşamınızdaki önemini görür, her gün geliştirdiğiniz içsel farkındalığınızla kendinize yeni dünyanızı yaratırsınız. Ve bu sefer nasıl olmasını seçiyorsanız öyle bir dünya…
Ve tüm bunlar basitçe şunu ifade eder; içinizdeki dünya ve dışınızdaki dünya bir’dir… Dünyanızdan size yansıyan ne varsa, içsel dünyanızın size geri dönüşümleridir. Ve bu mucizedir! İçsel dünyanızın fiziksel gerçekliğiniz olarak size döndüğü bilincini kucakladığınızda, artık dış dünyanızda yer alanları değiştirmeye çalışmaktan vazgeçersiniz. Dış koşulları yaratan sizsinizdir, ve eğer bu dış koşullardan artık hoşnut değilseniz, iç dünyanıza bakışınızı çevirir, algılarınızı değiştirir, ve bunun yaşamınızı nasıl mucizevi bir şekilde değiştirdiğini görmeye başlarsınız. Yaşamınızda mucizevi bir şekilde değişim yaratacak hiçbir varlık yoktur. Eğer elinde sihirli değneğiyle gelecek ve bir dokunuşuyla yaşamınızı dilediğiniz koşullara çevirecek bir melek, bir üstad, bir guru, ya da adı herneyse, o mucizevi şeyi bekliyorsanız, sonsuza kadar beklemek zorunda kalabilirsiniz. Yaşamınızdaki mucizeyi ancak siz yaratabilirsiniz, SİZ… Sihirli değnek şimdiye kadar kullanmadığınız içsel gücünüzdür, ve o üstat da SİZSİNİZ… Geriye kalan her şey ve herkes içsel gücünüzü kucaklamaya giden yolunuzda size hizmet eder. Kendinizi keşif yolculuğunuzun keyifli olması dileğiyle

5 Şubat 2011 Cumartesi

URANÜS


1781 yılında William Herschel tarafından keşfedilmesiyle Astroloji yepyeni bir döneme girmiştir. Uranüs Neptün ve Plüton ancak teleskopla görülebilecek kadar uzak yörüngelerde hareket ederler. Uranüs Neptün ve Plüton hem kolektif hem de, Kuşakları birbirinden ayırt eden özellikler gösterir. Uranüs bir burçta yaklaşık 7 yıl kalır. Bu bakımdan Uranüs kişinin içinde bulunduğu kuşağın etkilerini ön plana çıkarır. Uranüs’ün etkilerini hemen herkesin kullanacağı enerjiler gibi ele almamak gereklidir. Uranüs kişisel haritalarımızda önemli noktalarda yer alıyorsa örneğin: Asc (Yükselen Burçla) Yada MC (Tepe Noktası) ile birleşiyor, Işıklarla (Güneş ve Ay) açı içindeyse Merkür Venüs ve Horoskopta 1nci 4ncü 7nci ve 10ncu (Öncü) evlerde bir yada çok fazla açı yapıyorsa horoskop yorumunda bize çok önemli bilgiler verirken kişinin aşkın enerjilerini de ön plana çıkaracaktır. Bu enerjileri kullanmak gözle görülür biçimde kişi tarafından sergilenecektir. Uranüs Neptün ve Plüton gibi modern gezegenler bir burcun hakimiyetinde olamayacak kadar büyük kolektif enerjiler sunar. Bu gezegenler transit geçtikleri burçların özelliklerini kendi enerjileriyle birleştirerek gerçekleştirirler. Günümüz Astrolojisinde öğretilen Uranüs Kova burcunu Neptün Balık burcunu Plüton Akrep burcunu yönetir öğretisi bana göre sadece modern bir yakıştırmadır. Kuşak gezegenlerini bir burcun yöneticisi olarak ele almak sadece Astrolojinin muhteşem simetrisini bozmakla kalmaz önemli değerlendirme hatalarına da yol açar. Uranüs’ün en son Kova burcuna geçtiği 1995 2003 yılları arasında tüm dünyada sosyal ekonomik teknolojik alanda Kova’nın temsil ettiği reform ve ilerleme özelliği çok daha hızla ilerledi. Bilgisayarın dijital kameranın internetin ve mobil telefonların yaşamımıza girdiğini gördük. Uranüs modern olanı teknolojiyi ve aydınlatmayı anlatır. Uranüs’ün 1781 yılındaki keşfinin hemen ardından Fransız Devrimi İngiltere de sanayi devrimi ve günümüz kapitalist ekonomilerine yol açan yeni bir tarih ortaya çıktı. Uranüs 1989 1995 yılları arasında Oğlak burcundan geçerken Berlin duvarı yıkıldı ve Sovyetler Birliği tarihe gömüldü. Oğlak Satürn burcu olarak duvarları ve büyük sistemleri ve devletleri anlatır. Uranüs’ün ani yıkıcı gücü reformlarını bu kez Oğlak üzerinde etkili olarak göstermişti. Şimdi ise Uranüs 1927 den sonra ilk kez Koç burcunda. 2011 2019 Tarihleri arasında da burada kalacak. Her burçta 7 sene kalır. Zodyak’ı 84 yılda turlar. Uranüs Koç burcunda doğal olarak yenilikçi başkaldıran doğasını ortaya koyacaktır. Bu dönemdeki kişiler doğal olarak yenilikçi ve başkaldıran insanlar olacaktır. 1920lerin sonu v 1930ların ortalarına kadar olan dönemde insan hakları önderleri, modern dünyayı öne çıkaran karakterler belirgin biçimde Uranüs’ün özgürlüklerini savundular. Bu kuşak hem risk almayı hem de öne çıkmayı ilke edindi. Yine bu dönemde dünyada işçi hareketleri toplumda dışarı itilen kesimler başkaldıranlar mafya babaları ve yasadışı girişimler çok daha belirgin bir halde yaşandı. Turgut Özal Alexander Graham Bell Che Guevera gibi isimlerde bu dönemde belirgin bir şekilde ivme kazanan insanlardır. Devrimler aydınlanmalar ve büyük sıçramalarla görülen Uranüs Zihinsel enerjileri temsil eden Merkür’ün bir üst oktavı olarak da değerlendirilebilir. Uranüs bizim alışılmış yönetmelerin dışında nasıl bir iletişim gerçekleştireceğimizi gösterir. Bu bakımdan dalgaları elektrik elektromanyetik ve nükleer enerjiler ki hepsi çağımızın ürünleridir. Uranüs’ün sembolü altında yer alır. Şokların sürprizlerin ani değişikliklerin başlangıçlarını değişken ve belirlenemeyen olayların zamanının geldiğini bildiren haberci gibidir. Uranüs’ü güçlü kişiler yapmamalısın ve Hayır lara tepki veren kişilerdir. Uranüs uzun süre geri planda kalabilen ama er ya da geç ön plana çıkan enerjilerimizi harekete geçirir. Uranüs’ün enerjisi geleneklere karşı çıkar. Kitleleri hayrete düşürür en sıkıntılı ve zor zamanlarımızda birden patlayabilir. Ondan etkileşim alan kişiler elektrikten kolay etkilenebilir. Şimşek çakması kasırga gibi ani olayları severler. Aynı zamanda bilgisayar dünyasında da internet gibi gelişmeler Uranüs zekasının ürünleridir. Çoğu dahi olarak adlandırılabilirler. Uranüs kitle iletişimiyle en yakından ilgili gezegendir. Eski yöntemleri daha iyisini kurmak uğruna yıkabilecek cesareti sağlayabilir. Kişisel haritalarda Uranüs 11nci evde kuvvetlidir. Uranüs dokunduğu her şeye yeni buluşları henüz keşfedilmemiş şeyleri getirir. Bu gezegen farklı düşünce biçimlerini köklü değişiklikler dahil ani değişiklikleri daha iyisi ve yenisiyle değiş tokuş ederek bir anda yok eder. Horoskopunda Uranüs’ü etki alan kişiler yenilikçi ve haberci kişilerdir.
( R ) Geri Giden URANÜS
Doğum anında pek çok kişinin horoskopunda Uranüs geri giden konumda olabilir. Yavaş hareket ettiği için uzun süre geri gider durumda kalır. Yılın büyük kısmında bu pozisyonunu korur. Bu pozisyona sahip kişilerde bariz bir huzursuzluk sezilir. Sözleri ve konuşmaları etkilidir. Değişik ve Orijinal fikirleri ile etraflarına hemen bir kalabalık toplayabilirler. Fakat kırıcı ve dikkatsiz konuşmalarıyla hemen uzaklaştırabilirler.
URANÜS’ün Genel Özellikleri:
Otoriteden ve kontrol edilmekten hoşlanmayan alışılmış olanın dışına çıkan kurallara ve düzene değil sezgilere açık bir zihin sezgiye dayanarak bilginin bir kıvılcım gibi parlaması, Kehanete ve buluşlara çok açık duygusal bağlardan uzak tamamen objektif ve yalnız, Çok yüksek gerginlik spazm egzantriklik buluşçu aşırı ve ısrarlı biçimde her koşulda kendi bağımsızlığını ifade etmek, Bu yüzden başkaldırıcı yıkıcı tarzda davranan kendini bu yönde Kahraman ilan eden ani görüşlere hemen kucak açan aşırı derece inatçı söz dinlemeyen asilik fanatizm garip ve toplumdışı kalan sürgünde olanlar….
Kişisel Horoskoplarda URANÜS’ ÜN Negatif ve Pozitif etkileri:
Pozitif etkileri, orjinal fikirler üretebilmek, algılama gücünün iyi kullanımı, yeniliğe açık olmak, başkalarına karşı yardımda bulunma, genel çevre ile iyi ilişkiler kurma, hareketli bir kişilik, vücut ritminin dengeli olması.


Negatif etkileri, inatlaşma , karakter tutarsızlığında aşırılık, gergin ve sinirli davranışlarda bulunmak, yenilik tutkunluğunun abartılması, abartma eğilimi, geleneksel olmaya karşı çıkmak, her şeyi biliyormuş gibi davranışlar sergilemek, topluma karşı çıkmaktan hoşlanmak, bağımsızlığın abartılması. Ayrıca, şiddetli uçak kazaları, havadaki ciddi elektromanyetik değişimler, güneş fırtınalarını da ifade eder.


URANÜS’ ÜN kontrolündeki Olaylar ve Meslekler
Aniden gelişen olaylar patlamalar kazalar yıldırım depremler uzayla ilgili gelişmeler içinde ileri teknoloji taşıyan olaylar yüksek şiddet ve ayaklanma. Astrologlar (Merkür’ün üst oktavı olarak) Havacılar elektrik elektronik ve bilgisayarlarla uğraşalar kaşifler buluşçular patent sahipleri öncüler devrimciler orijinal hatta anarşist düşünürler. Bu yönde toplumu harekete geçirenler reform getirenler.
URANÜS’ ün Fiziksel etkileri:
Beyin fonksiyonları, aura, elektromonyatik güçler, kalp kapakçıkları, genel olarak Merkür’le birlikte sinir sistemi. Kırılmalar yanmalar lezyonlar spastik hastalıklar, Felç beyin bozuklukları ve panik ataklar. Uranüs’ün hastalıklarıdır.
MİTOLOJİDE URANÜS;
Yunan mitolojisinde, Uranüs dünyayı yaratan yüksek bilinç olarak değerlendirilir. En önemli mitolojilerde Uranüs figürü yaratıcı olarak geçmektedir. Uranüs cinsel açıdan Dünya’ya da Gaia olarak bilinen Tabiat anayı uyandırır. Mitolojiye göre Gaia’yı tohum yağmuru ile hamile bırakmıştır ve böylece Dünya ve gökyüzü birleşmiş ve hayat meydana gelmiştir. Yunan mitolojisinin babası olarak bilinen Uranüs hayatın düğümlerini çözmüştür. Uranüs kısa sürede Gaia’dan zorlukla meydana gelen evlatılarını bulmuştur. Gaia üç tane, yüz kollu dev, üç tane tepegöz (Kiklops-Tek gözlü dev) ve 12 Titan meydana getirmiştir.
(KİKLOPS)
Üç tepegöz Gaia ve Uranüs daha sonra tanrı figürleri olmuşlardır. Demir işçiliğine ışık ve şimşek ile biçim vererek yenilik getirmişlerdir. Daha sonra ukala ve inatçı olmaya başladıkları için sorunlar yaşamışlardır. Çok güçlü olan çocuklar topluma ayak uydurmakta güçlük çekmişlerdir. Uranüs çocuklarını karanlık yer altı dünyasına atmıştır. Orada durulacaklarını ummuştur. Ne var ki, Uranüs artık tükenmiş ve hayal kırıklığına uğramıştır hiçbir evladının mükemmel olmadığını anlamıştır.
CRONUS Babası URANÜS’ e karşı çıkar.
Uranüs Gaia’ nın (Tabiat Ana) içine tekrar sokmak suretiyle çocuklarını teker teker gömmeye karar verir. Bu işlem çok zor ve acı verecek bir işlem olacaktır. Bir müddet sonra bu külfet o kadar ağır gelir ki Gaia isyan eder. Gaia çocuklarından babalarının onlara yaptıklarının hesabını sormaları için gönüllü olmalarını ister. Titanların çoğu babasına karşı gelmek istemezler. Sadece çocukların en küçüğü Cronus (Satürn) olarak bilinir olgun sorumluluğun gezegenidir. Babasına karşı gelmeye cesaret eder. Bu isteği muhtemelen adalet sağlamak için kabul etmiştir. Babasının genital organlarını kesmek için orak kullanır ve onları denize fırlatır. Bu vahşet sonrası Uranüs’ün kanları Gaia’ya yayılmış ve Gaia tekrar hamile kalmıştır. Tüm çocuklara karşı büyük bir öfke doğurmuştur. Daha sonra bu öfke dünyaya nefret ve vahşet saçacaktır. Uranüs çocuklarına karşı çok öfkelidir, Cronus’dan hıncını çıkarmak ister. Tüm bunlardan sonra iyi olan tek şey Aşk tanrısı Afrodit’in (Venüs) ün köpükler arasında bir deniz kabuğunun içinden doğuşudur. Cronus mitolojiye göre Uranüs’ün bu rahatsız edici davranışından ve yarattığı kaos ortamından kurtulmuştur. Uranüs ve Gaia’nın geleceği görebilme yeteneği vardır ve Cronusa olacakları anlatmışlardır ama o onları dinlememiştir.
GANYMAEDE
Ganymaede Dünyaya gökten yağmur yağdırarak yaşam vermesi görevini üstlenmişti. Buna ek olarak Ganymaede söylenenlere göre yeryüzünde yaşayan en güzel erkekti. Bu güzelliği Zeus’un (Jüpiter) ona aşık olmasına neden olmuştu. Kendini bir kartala çeviren Zeus onu kaçırmıştı. Orta çağlardan beri Ganymaede homoseksüelliğin bir sembolü olarak bilinir. Astroloji, zaman zaman cinsel belirsizliğinde Uranüs’ün özelliklerinden biri olduğundan bahseder. Uranüs erkek ya da dişi değildir. Her iki cinsiyetinde özelliklerini taşıdığına inanılır. Uranüs’ün homoseksüelliğe olan eğilimi diğer burçlara oranla Kova’da çok daha fazladır. Astroloji bize Uranüs’ün tarafsızlığından bahseder bu durumda fizikselliğin ötesine geçmiş yaratıcılığını özgür biçime kullanmaktadır. 
URANÜS’ ün SEMBOLÜ
Uranüs’ün Astrolojik sembolünü incelediğimizde içinde pek çok gezegene ait sembolleri görürüz. Yarım Ay şeklindeki iki eğri sanki bir anteni anlatır biçimde, Haçın yani maddi dünyanın iki yanında durmaktadır. Dairesel çizgiler ruhsal olanı anlatırlar. Bu bakımda Uranüs’ün sembolünde ruhsal olan maddi olanın hemen yanında yer alarak ona aracılık etmekte son derece subtil ( Maddenin insanın 5 duyusu ile algılayamadığı) sezgiye açık bir ifade sergilemektedir. Sembolün alt kısmında yer alan daire Mars’ın dairesi gibidir. Bu yüzden Uranüs’te de Mars’ın kendini öne çıkartan iddialı doğası vardır. İki yana açık daireler geniş perspektifi modern insan algısının büyük hacmine işaret eder. Herkesin horoskopunda bağımsızlığı temsil eden kurallar çiğnenmek içindir diyen olayların üstesinden gelmek için hür iradenin gerekli olduğunu söyleyen ihtilalci olduğunuz bir yer vardır işte Uranüs haritanın bu kısmı ile ilişkilendirilir. Uranüs başkaldırı ve değişim sembolüdür, Yenilik idealizm ve bireysel özgürlüğü temsil eder. Andreas Cellarius ilk kez 1660 yılında Harmonia Macracosmica’da yayımlanan kozmos tasviri 2nci yy astronomu Ptolemeus’un Dünyayı kozmosun merkezine yerleştirdiği sistem temelinde gelişmiştir. Cellarius, tasvirinde gezegenleri tanrılar olarak betimlemek amacıyla da her bir planeti gösteren işaretler kullanmıştır. Bu tür işaretlere hem astroloji hem de simyada başvurulmuştur.
Uranüs’ün başladığı yerde Satürn biter. Kitlesel kültürel norm ve standartları sembolize eden Satürn kişisel ego bilincinin sınırlarını belirler. (Freud’cu ifadeyle bir çeşit kültürel ‘’Süper Ego’dur’’ Dolayısıyla Satürn katı ve kasılmıştır. Buna karşılık Uranüs devrimci güdüleriyle bu eski yapıyı parçalayıp geçmeye çalışır ve Satürn’e özgü sınırın katılığı onun çatlayarak dağılmasına sebep olur. Uranyen kuvvetlerin psikolojik ifadelerinin deneyimi yaşayan kişi tarafından anlaşılması kolay olup yeniliğe açık bir akıl içinde son derece enerji vericidir. Kadim astrolojide Merkür planeti Tanrıların habercisi olarak bilinirdi ve bu terim Rudhyar’ın Satürn ötesi planetleri ‘’Galaksinin büyük Elçileri’’ Olarak tanımlamasını çağrıştırmaktadır O çağlarda Merkür insanlardaki yaratıcı özellikle özdeşletirilmişti. Bildiğimiz kadarıyla eski Astrologların Uranüs’ten haberi yoktu. Fakat simyacılar rasyonel akıl (Modern Astrolojide Merkür’ün birincil anlamı) seviyesinden daha derin bir yaratıcı fonksiyonun varlığından haberdardılar. Simyacılar bu yaratıcı aktiviteyi Merkür’ün karşıtları birleştiren Okült manasıyla birleştirdiler. Günümüz modern bakış açısıyla değerlendirdiğimizde aslında Uranüs’ün etkisini tarif etmeye çalıştıklarını, ama deneyimleyemedikleri şeyi o sırada tam olarak ifade edecek planet sembolü olmadığını düşünebiliriz. Dane Rudhyar Triptych isimli eserinde Uranüs’ü ‘’ Evrensel ruhun yaratıcı gücü’’ Olarak tanımlamaktadır. Ruhdhyar Uranüs’ün kişisel başkalaşma şekil değiştirme aşamasını ifade ettiğini ve başkalaşıma uğrayan kişinin Evrensel Aklın ortaya çıkması için bir odak haline geldiğini belirtmektedir. Ayrıca Uranüs’ün Tanrının sesi yani kadim Hint geleneğine göre her mekanı kaplayan mistik sesin yaratıcı gücü olduğunu söylemektedir. Uranyen bağlantıda rastlanan olağanüstü hızlı algılamada bu evrensel aklın gücü izlenebilmektedir. Bu durum ise psişik algılamadaki artış sonucu başka boyutlardan bilgi ve iç görü elde etme yeteneğinden kaynaklanmaktadır. Uranüs sezgisel iç görüyü ve rasyonel süreci zaman ve uzay sınırlarının ötesine uzatmayı temsile eder. Uranüs enerjisinin kişiyi yönelttiği deneme arzusu insan bilgisine aslında hiç sınır olmadığını sezen bu iç duygusundan gelmektedir. Kişinin hayatı daha kapsamlı anlayabilme kapasitesine sahip olduğu ve geleneksel aklın koyduğu kısıtlamalara rağmen bu bilgiyi öğrenme hakkı olduğu içsel inancından kaynaklanır. Doğal olarak pek çok Uranyen kişi keşif ve heyecanına öylesine kapılır ki, Tavır ve fikirlerinde aşırı uçlara gider ve bu durumda fanatizm geleneklere karşı çıkma ve inatçılıkla suçlanır. Uranyen insanlardaki bu sezgi mantığa aykırı bir şey değildir. Yaklaşık 30 yıl önce Grand Lewi Uranüs’ün mantıklı bir şekilde çalıştığını ancak bu mantık tarzının çok hızlı olması sebebiyle sezgi gibi göründüğünü söylemiştir. Lewi ayrıca Uranüs’ ün algının bilinç üstü aklın alanına uzanmasını temsil ettiğini ve bunun evrensel aklın bilginin arketipsel düzeyiyle bağlantı kurma yeteneği olarak kabul edilebileceğini yazmıştır. Kişi bir kez Satürn’ün sınırlarını aşıp Uranüs ve Neptün’ün kapsama alanına ulaştığında bütün ikilikler sınırlı mantık’tan kaynaklanan bütün zıtlıklar ve bütün varoluş ayrılıkları ortadan kaybolmaktadır. Bu noktada Uranyen algılama şeyleri ‘’ ya veya’’ yerine ‘’ ve her ikisi’’ şeklinde ortaya çıkacaktır. Diğer bir deyişle materyalistik mantıklı aklın zıtlık olarak algıladığı şeyler o anda yaşamın bütünlüğünün anlaşılabilir parçaları olarak algılanır. Uranüs’ün horoskopta bulunduğu ev bize bu kişinin uyandırıcı gücü deneyimlediği ve kullandığı ani değişikliklerin iç görülerin ve giderek artan kişisel özgürlük ihtiyacının en çok hissedildiği yeri gösterir. Bu ev kişinin alışılagelmiş ifade tarzından uzaklaşacağı ve gelenekleri ve gereksiz engelleri reddeceği yeri gösterir. Eğer Uranüs köşe bir evde ise kişi geleneklere aykırılığını belirgin ve dinamik bir şekilde yaşamak için çok güçlü bir dürtü hisseder. Buna karşılık eğer Uranüs halef ya da son evlerdeyse kişi dış görünüş itibariyle geleneksel bir görüntüyü korurken, Devrimci ya da geleneklere aykırı olma dürtüleri aynı güçte olsa bile bunları günlük yaşamında daha yumuşak bir uslupla ifade eder.
URANÜS EVLERDE
URANÜS 1. EVDE
Anahtar sözcük: Eksantrik
Orijinal bilimsel bağımsız bir insansınız Yasaları yapar ya da yıkarsınız. Görüntünüz ve içgüdüleriniz ileride sizi alanınızda bir lider yapar.
URANÜS 2. EVDE
Anahtar Sözcük: Değişken
Pek çok mali inişler ve çıkışlar yaşarlar. Az bir sabit gelire sahiptirler Başkalarının yanında çalışmak yerine kendi işlerinde başarılı olabilirler.
URANÜS 3. EVDE
Anahtar Sözcük: Mucit
İyi bir zamanlamayla bir dahi olabilirler. Çok yaratıcı ve bilimseldirler.
URANÜS 4. EVDE
Anahtar Sözcük: Göçebe
Oturdukları yerde değişiklikler ev yaşamlarında iniş çıkışlar olabilir. Belki anneleri değişik  bir insan ya da ailelerinden biri onları  yanlış anlar. Her nasılsa sıra dışı bir geçmişe sahiptirler.
URANÜS 5. EVDE
Anahtar Sözcük: Farklı
Romantik ve alışılmamışa tutkundurlar. Alışılmışı redderler ve sıradan olan hiçbir şeyi sevmezler çok yaratıcı insanlardır.
URANÜS 6. EVDE
Asabi ve kendi yöntemleriyle  hareket etmekten hoşlanan insanlardır. Harika ilmi yeteneklere sahiptirler. Çalışma hayatlarında kendilerini acımasızca bitkin düşene kadar zorlayabilirler.
URANÜS 7. EVDE
Anahtar Sözcük: Değişken
Farklı bir eş ya da alışılmadık türden bir beraberlikten hoşlanırlar. Belki de bir anlık kararla evlenip yine aynı hızla boşanabilirler. Çok bağımsızsızdırlar.
URANÜS 8. EVDE
Anahtar Sözcük: Deneysel
Başkasının parasını idareyle ilgili sıra dışı yöntemleri olabilir. Beklenmedik gelişmelerden fayda sağlayabilirler. Metafiziksel güce sahiptirler. İhtiyaçlarını anlamayan ya da cevap vermeyen insanları sevme eğilimindedirler.
URANÜS 9. EVDE
Anahtar Sözcük: Bağımsız
İcat eden kaynak bulan bağımsız ve maceracı bir kişilikleri vardır. Ütopik bir görüşe sahiptirler. Yasal sorunlarında beklenmedik dönüşler yaşayabilirler.
URANÜS 10. EVDE
Anahtar Sözcük: Farklılaşmış
Bir sebep varsa gerçek bir savaşçıdırlar. Vizyonunuzla ve eski şekilleri değiştirme yetenekleriyle dünya ilişkilerinin vazgeçilmez bir lideri olabilirsiniz.

URANÜS 11. EVDE
Anahtar Sözcük: Duygusallıktan uzak
Arkadaşları garip ve orijinal olabilir. Yaşamda ilginç amaçlara sahiptirler. Çabuk arkadaş edinirler fakat yakın ilişkilerden uzak dururlar. İki tür arkadaşları olacaktır. Sanatsal bohem ‘’Uranüs grubu’’ ve daha klasik ‘’Satürn gurbu’’arkadaşlar.

URANÜS 12. EVDE
Anahtar Sözcük: Medyum
Alışkanlıkları ve tabuları yıkmayı arzularlar.  Bilinçaltlarındaki çözülmemiş sorunlar hayatlarını güçleştirebilir. Entelektüel mistik ve sır dolu  insanlardır.

URANÜS BURÇLARDA
Uranüs ya da bir başka gezegenin zorlayıcı açılarında iyi ya da kötü gibi kavramlar kullanmak yerine, Bu zor aspektlerle mevcut konum şuna neden olabilir gibi yorumlarda bulunmuyoruz?

URANÜS KOÇ’TA
Anahtar Sözcük: Yönetici
Alakalı oldukları her alanda öncü olurlar. İstekli bağımsız kaynak yaratabilen ve kaynakları doğru kullanabilen bir yapıdadırlar. Uranüs zorlayıcı aspektler aldıysa asi tahammülsüz kendine güvensiz fanatik bir yapı ortaya çıkabilir. Bu kuşakta doğanlar risk almayı öne çıkmayı ilke edinen insanlardır. Uranüs 1927 1935 yılları arasında Koç burcunda bulundu şimdi ise 2011 2019 yılları arasında Koç burcundaki seyrini sürdürecek.
URANÜS BOĞA’DA
Anahtar Sözcük: Gelişmeye açık ( Uranüs boğa burcunda düşüştedir)
Finans dünya kaynakları ve ekonomik reformlar için fikirlerle dolup taşırlar. Uranüs’ün zor aspektleri evlilik ve aşk ilişkilerinde üzüntü ve güçlüklere sebebiyet verir. Uranüs Boğa burcunda en son 1935 1941 yılları arasında bulundu. İkinci dünya savaşı bu dönemde meydana geldi. Bu dönem maddi güvenin ve huzurun yıkıldığı savaş sürecine denk düşer. Radikal Uranüs muhazafakar Boğa burcunda çok rahat edemeyecektir. Gelecekte 2018 2025 yılları arasında Uranüs Boğa burcundaki seyrini devam ettirecek.
URANÜS İKİZLER’DE
Anahtar Sözcük: Akılcı
Yaratıcı ve orijinal bir kişiliğe sahiptirler. Eğitim medya iletişim ve elektronik alanlarda farklı yaklaşımları vardır. Uranüs zorlayıcı aspektler aldıysa huzursuz bir yapıya sahip olurlar ; bir fikri sonuna kadar sürdürmekte zorlanırlar. Parlak ve hızlı İkizler burcunda Uranüs zihinsel dehasını çok daha kolay ortaya koyar.  Farklı görüşlere açık eğitim alanında yenilikçi ve otoriteler özellikle eğitmenleri sorgulayan bir kuşaktır. Uranüs İkizler enerjisini taşır. Bu enerjide doğan kuşak bilim teknoloji ve metafiziğe yepyeni enerjiler getirmiştir. Uranüs İkiler burcunda en son 1942 1949 yılları arasında bulundu. Gelecekte 2026 2033 yılları arasında  İkizler burcundaki seyrini devam ettirecek.
URANÜS YENGEÇ’TE
Anahtar Sözcük: Farklı
Ev ve evlilik konusunda farklı bir tutum sergileyerek özgürlüklerini ararlar. Karmaşık aspektler ciddi duygusal iniş çıkışlara sebep olabilir. Duygularında hassas tepkileri mantık dışı olabilir. Güven içinde olmayı ve ailevi değerlere ilişkin değişiklikleri savunan kuşaktır. Uranüs bu burçta tedirgin ve huzursuz olabilir. Sezgiler dikkat çekicidir. Özgürlük ve aile değerleri arasında ikilem söz konusudur. Uranüs en son 1949 1955 yılları arasında Yengeç burcundaydı. Gelecekte 2033 2039 yılları arasında Yengeç burcu seyrine devam edecek.
URANÜS ASLAN’DA
Anahtar Sözcük: Serbest ( Uranüs Aslan burcunda düşüştedir.)
Aslan’daki Uranüs’ de doğan kişilerin tipik özelliği aşka serbest bir yaklaşım ve yeni artistik ifadelerdir. Zorlayıcı aspektler varsa ben duyguları baskın sıra dışı ve farklı olmayı seven iş disiplini kurmayı yapmakta zorlanan oldukça yıkıcı kişiler olabilirler.  Uranüs Aslan burcunda romantik eğilimlere canlılık ve cesaret yaratıcı ifadeye büyük özgürlükler getirmiştir. Uranüs en son 1956 1962 yıllarında Aslan burcunda bulunmuştur. Gelecekte Uranüs 2039 2046 yılları arasında Aslan burcu seyrine devam edecek.
URANÜS BAŞAK’TA
Anahtar Sözcük: Araştırmacı
İş yaklaşımları orijinal ve çoğu insanın kabulünü kolaylıkla kazanabilen kişilerdir. Yapıları çalışkan yaratıcı ve insancıldır.. Karmaşık aspektlerle çok fazla yükün altına girebilir ve alışılmadık sağlık problemleri yaşayabilirler. Modern teknolojinin ve bilgisayarların üretim alanına uygulanması bu dönemde gerçekleşmiştir. İlk açık kalp ameliyatı Uranüs Başak burcundayken gerçekleştirilmiştir. Merkür Burcu Başak’ta Uranüs detaylardan orijinal sonuçlar çıkarabilme yeteneğiyle birlikte, yüksek gerginlik taşıyan bir jenerasyon getirdi. Uranüs en son 1962 1969 yılları arasında Başak burcundaydı. Gelecekte 2046 2052 yılları arasında Başak burcu seyrini sürdürecek.
URANÜS TERAZİ’DE
Anahtar Sözcük: Reformcu
İnsanların motivasyonlarına önem veren ve adalet için yeni yollar arayan bir karakterleri vardır.. Karmaşık aspektlerde sorumluluk almada gönülsüz davranıp aşırı bağımsız olabilirsiniz.  Uranüs’ün Terazide olduğu dönemlerde evlilik kurumu büyük değişiklik yaşamış boşanma oranı hızla artmış özgürlük ve ilişkiler sorgulanmıştır. Sosyal bilinçte yükselme oluşmuş ilişkileri yönlendiren hukuki konular değişim göstermiştir. Aynı zamanda politikada doğruluk ve dürüstlük teması da öne çıkmıştır. Uranüs en son 1969 1975 yılları arasında Terazi burcunda bulunmuştur. Gelecekte 2052 2058 yılları arasında Terazi burcu seyrine devam edecektir.
URANÜS AKREP’TE
Anahtar Sözcük: Kararlı ( Uranüs Akrep burcunda yükselimdedir.)
Duyguları yoğun, büyüleyici ve dinamik kişilerdir. Seksapelleri  yüksektir. Zor aspektler intikamcı ve asi tavırlar geliştirebilir. Cinsel devrim bu dönemde yaşanmıştır. Uranüs Akrep’te aşırılıkları cinselliğe ve duygusal paylaşıma ait konuları ve büyük güçlerin kullanılmasını gündeme getirmiştir. Gücün ve cinselliğin kullanımı çok daha tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Bu kuşak 2020 ler de dünyada hakimiyet kuracaktır. Uranüs en son 1975 1981 yılları arasında Akrep burcunda bulunmuştur. Gelecekte 2059 2065 yılları arasında Akrep burcu seyrine devam edecek.
URANÜS YAY’DA
Anahtar Sözcük: Gelişmeci
Bu kuşak dini konularda özgürlük arayan sosyal normları sorgulayan Kültürel ve akademik alanda değişimi simgeleyen kuşaktır. Alışılmamış olana açık düşünürler ve dini konularda reformları savunan kişilerdir. Parapsikolji metafizik gibi alanlarda bilimsel amaca yönelik eğilim gösterirler. Karmaşık aspektlerde ani kararlar alan çok çabuk heyecanlanan hatta asi bir kişilik olabilirler. Uranüs en son 2065 2071 yılları arasında Yay burcunu ziyaret edecek.


URANÜS OĞLAK’TA
Anahtar Sözcük: Yapıcı
Bu dönemde tarihte büyük yapılar yıkılmış ve devletler ani dönüşümlere girmiştir. Berlin duvarının yıkılması ve Sovyetler birliğinin dağılması bu dönemde gerçekleşmiştir. Bu kuşak devlet yönetimi ve iş hayatında yeni teknolojileri açıklar. Parlak fikirleri ile  onları çekici ve heyecan verici doğal bir lider yapıyor. İç güdüleri  ve beklentileri eski gelenekleri alıp yerine yeni ve farklı olanı yerleştirmelerini sağlıyor. Gelenekçi oğlakla değişim gezegeni Uranüs arasında bazı terslikler vardır. Bu durumu dengeleyemezlerse huzursuz ve aşırılıklara kaçan kişiler olabilirler. Uranüs en son 1988 1995 yılları arasında Oğlak burcunda bulunmuştur. Gelecekte ise 2072 2079 yılları arasında Oğlak burcundaki seyrini devam ettirecektir.
URANÜS KOVA’DA
Anahtar Sözcük: İnsancıl (Uranüs kovada yükselimdedir.)
Bu dönemde dünyada globalizasyonu hızlandırdı ve haberleşme teknolojisini tamamen dijital hale getirdi. İleri teknoloji hayatımızın kaçınılmaz bir parçası oldu. Ev bilgisayarlarından internete mobil telefonlara kadar pek çok alanda toplumsal dinamizm büyük bir hız kazandı Bireysellik kardeşlik duygusu büyük toplumsal hareketlere dönüştü. Uranüs kendi içinde güçlü yaratıcı ve bilimseldir. Liderlik yetenekleri tartışılmazdır. Zor aspektlerle sıra dışı ve isyankar olabilirler. Uranüs en son 1995 2003 yılları arasında Kova burcundaydı, Gelecekte ise 2080 2087 yılları arasında Kova burcundaki seyrini devam ettirecek.
URANÜS BALIK’TA
Anahtar Sözcük: Görünürlük
Uranüs’ün bu burçta olduğu dönemlerde dini konularda reformlar, tıpta reformlar ‘’Balık ve Başak’’ ruhsal alanda yeni bilinçler sezgileri ve ESP’yi içeren buluşlar aynı zamanda uyuşturucu ilaçlar ve tıp alanında hareketlenme dikkat çekicidir. Bu kuşakta doğanlar hayatın gizemlerine açık bilimsel alanda sezgilere son derece açık kişilerdir. Uranüs Balıkta insanlık bilincinin sınırlarını genişletecektir. İç güdüleri kuvvetli idealist ve mistik eğilimleri olan bir insanlardır.  Sinir sistemleri çok hassas kişilerdir Uranüs en son 1919 1927 2003 ve 2010 yılları arasında Balık burcunda olmuştur. Gelecekte ise 2088 2095 yılları arasında Balık burcu seyrine devam edecektir.


Astrolog Şenay YANGEL 
Ofis:+90 212 583 32 75
Gsm: +90 539 206 1953



-- 
İletişim Ofis : +90 212 583 32 75
           Gsm: +90 539 206 1953
Yıldızınız ve Şansınız Bol Olsun.Astrolog Şenay YANGEL