16 Aralık 2010 Perşembe

Duyguların Kontrolü ve Sukünet (Paul Brunton)



DERİN sükunetten bazı değerli nitelikler doğar: felaketle karşılaştığınız zaman cesaret, savaşmak gerektiği zaman kuvvet, problem çıktığı zaman bilgece idrak ve sağduyu.
Duygularımz hiçbir zaman şaşkınlığa düşmeyecek bir hale gelinceye kadar her durumda sarsılmaz bir sükunet yaşatmak zorundasınız. Her an kendinize hakimiyetinizi kaybetmeden kalabilirseniz hiçbir olay sizi hazırlıksız olarak yakalayamaz. Düzgün yüzeyli bir ayna nasıl önüne konan şeyin kopyasını dosdoğru yansıtıyorsa, aynı şekilde sükunete kavuşmuş bir zihin de nesneleri, varlıkları, kişileri oldukları gibi kaydedecek, onları çarpıtmalarla, önyargılarla veya beklentilerle bozmayacaktır. İçsel varlığı saflaşmış,kontrol altına alınmış ve konsantre olmuş bir kimse dünyada yaşayabilir ve yine de dünyaya ait olmaz, dünyasal tecrübe ve olaylar yaşayabilir ve yine de onların etkisiyle huzurlu merkezinden çekilip uzaklaştırılmaz.
Merkeziniz varlığın daha derin bir seviyesine, doğru çekilirken, iç rahatlığınız giderek artarak vazgeçilmez bir yoldaş haline gelir. Bu da sırası gelince dünya işlerinde payınıza düşenlere sahip çıkmanızı sağlar. Sabırsızlık ve aptallık kontrol altına alındıkça, alçakça düşmanlıklar karşısında öfke de disiplin altına alınır; zor durumlardaki cesaret eksikliği ortadan kalkar ve baskı altında hissedilen stresler hafifler.
Bir durum oldukça hassas, acil bir mesele haline geldiğinde paniğe kapılmamalısınız. İlk şoku atlattıktan sonra ilk yapılacak olan, durumu sukunete kavuşturmak ve bunu bozmamaktır; ikinci olarak ne yapmanız gerektiğini düşüneceksiniz. Bu soruna bir cevap bulmak sadece düşünce ile değil, aynı zamanda sezgi yoluyla da olmalıdır.
Ne kadar sinir bozucu ve can sıkıcı olursa olsun, her durumda kendi duygusal reaksiyonlarınızı disiplin altına almayı pratik yaparak öğreneceksiniz. İçsel sııkunetin yaşatılması, zihinsel olgunluğun beslenmesi gerekli bir hedef olarak kabul edilecektir.
Mevcut sıkıntılar zihinden uzaklaştınlmadan içsel sükuneti sağlayamazsınız. İçsel sükunetinizi sağlayamadan sorunlarımza köklü çözümler ııretemezsiniz.
Sükunetin sihirli güçleri vardır. Teskin eder, kendine getirir, iyileştirir, öğretir, yol gösterir, gürültü ve kaos yerine düzen ve ahenk getirir. Dış etkinliklerinizde sükunetinizi korumamzın sırrı telaşh ve aceleci görünmemektir Telaşsız ve sakin bir tavrı tercih edin. Beklenmedik ve tatsız bir olayın kendinizi kaybetmenize sebep olacak derecede sizi şaşırtması şu kuralı size unutturmamalıdır: Her düşüşün bir çıkışı vardır.
Sükunet tamamen tembelce ve boş bir dalgınlık tarzında deneyimlenmez. O dinamik, yaratıcı ve iyileştiricidir. Onu elde etmeyi başarabilen bir kimsenin mevcudiyeti diğerleri için kendileri bunu bilmeseler de bir armağandır, bir nimettir.
Kalbimizin derinliklerinde şifa verici olan bir sükunet, evrensel yasalara karşı hiç şaşmaz bir güven ve kaya gibi sağlam bir dayanma gücü bulunmaktadır. Ama çok derinlerde olduklarından dolayı oraya ulaşmak için sabır ve sebata ihtiyacımız vardır.
Kaynak; Ruh ve Madde Dergisi Sayı 611

6 yorum:

  1. çok güzel paylaşım. teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. çok güzel bir yazı tşk ederim

    YanıtlaSil
  3. Sükunet içindeysek yaşamın elleri bize uzanabilir.. Aksi durumda bize ulaşma yollarını tıkarız, yaşamı şaşırtırız, bize ulaşacak yolları bulamaz. Kutsalımıza dualar ederiz, isteriz, çırpınırız (?) ''Neden beni duymuyor, yardımıma koşmuyor?'' diye yakınırız.
    Eğer sükunet içindeysek yaşama içten çağrı çıkarabilirz...İhtiyacımız olan yüreyimizden kaynar. (hiç bir sihirli söz yoktur ki, bu çağrının karşılığı olsun)Ve 'o' bizi duyar.. Yaşam, (kutsalımızın adı ne olursa olsun) yardımımıza koşar.
    yaşma güveniyorum...

    YanıtlaSil
  4. Olumsuz gelişen olayların baskısı ve çaresizliği altındayken bu yazıda önerilenler nasıl uygulanabilir, gerçekten merak ediyorum. Yaşadığımız dünyada herşeyi yolunda giden insanlar bunu sadece sükunetle mi sağlıyor bunu da samimiyetle merak ediyorum.http://wwwilknuryamak.blogspot.com/

    YanıtlaSil
  5. uygulamaya çalışıyorum..başaracağım...

    YanıtlaSil
  6. sevgili İlknur, tam da dediğin gibi, olumsuzlukların içindeyken bırakmalısın kendini akışa. Ben de dibe vurdum,hem de en dibe,ve orda debelenirken farkettim ki, zaten dipteyim. Debelendikçe kaosun ortasında kendimi düğümlüyorum.
    Bir anda geldi o duygu, kendimi bıraktım, olmuş,olan ve olacak olan her şeye kabullenişle teslim oldum. Ve inan bana her şey düzelmeye başladı. Bir anda değil elbet,ama şükürler olsun ki her gün daha iyiye gidiyor.
    Sonrasında dönüp baktığımda zaten o durumları da geçmişte kendi düşüncelerimle yarattığımı gördüm.
    Sözün özü, teslim ol,kendini akışa bırak,her şey değişecek,ama tam teslim,huzurla
    Sevgiyle kalın,vesile olan Harun Bey'e de teşekkürler

    YanıtlaSil